Yaşam bir lütuftur.
Doğduğumuz andan itibaren başlayan enfes bir yolculuktur.
Yeni keşiflerin, yeni heyecanların, yeni insanların, yeni aşkların peşinde sürüp giden bir yolculuktur hem de.
Düşünün; gözlerimizi açtığımız bu harika hayat, bizden tek bir kuruş bile istemeden her gün atan bir kalp, her an gören bir göz, her tadı alabilen bir dudak, her kokuyu hissedebilen bir burun veriyor.
Bir marketten aldığımız tek sakız için bile ödeme yapmamız gerekirken, havasına, suyuna, rüzgârına tek bir kuruş ödemiyoruz yaşamanın.
Çiçeklerin güzelliğine ödemiyoruz.
Kuşların uçuşuna...
Sarılmaya ödemiyoruz, öpmeye de...
Denizler, ırmaklar, yıldızlar, bulutlar, evrenin tüm güzellikleri bizim için bedava.
Peki, ne istiyor bu hayat bizden? Bizi bu hayata gönderen?
Bence coşku istiyor.
Hayatı coşkuyla yaşamamızı.
Coşkuyla sevmemizi.
Muhteşem bir duyarlılık ile yaşamamızı.
Bu kadar basit.
Ben de bunu yazdım kitabımda.
Gelin hep birlikte coşkumuzu artıralım ve 365 gün aşkla, mutlulukla, keyifle yaşayalım hayatı.
Hayat her gün güzeldir.
Değerlidir.
Anlamlıdır.
O zaman ne duruyoruz?
Hadi yaşamanın tadını çıkartalım.