Her şey gelir geçer. İnsanlar, yaşananlar, yaşatılanlar… Mevsimler, günler, geçmiyor diye şikâyet edilen zaman ve hatta nice ömürler… Her şeyin bir sonu var, iyi veya kötü sonlanacaklar. Ya yüzde bi’tebessüm ya da kalpte bir hüzün bırakacaklar ama nihayetinde son bulacaklar. Olsun “hüzün” ya da “mutluluk” payımda olan ne varsa, nasipten öte köy yok hepsine amenna. Her şey nasibinde olan kadar; ne mutluluklar zerre fazla olacaklar; ne de üzüntüler bir gün fazladan gözlerimi yaşartacaklar, her şeyin bir vakti var ve her şey sadece vaktine kadar. Bir tek sen geçme, gitme, mazi olma, dünde kalma; sen bana kal, hep benimle kal. Hep içimde kal, hep aklımda kal, yanımda olmasan da fark etmez “rüya” ol düşlerimde kal. Her şey gitsin, herkes gitsin umurumda değil ama sen kal! Acıysa acı, yeter ki bana kal. Benimle kal.