Merhaba arkadaşlar,
“Boş zaman” deyişini hepiniz duymuşsunuzdur. Aslında boş zaman diye bir şey yoktur. Gereksiz, faydasız işlerle veya tembellikle boşa geçirdiğimiz, harcanmış zamanlar vardır. Televizyon izlemek, sosyal medya uygulamalarında insanların bize hiç faydası olmayan paylaşımlarını izlemek, bilgisayar oyunları oynamak gibi. Bu yapılanlara ”vakit öldürmek” denir.
Bir de “vaktini değerlendirmek” diye bir deyiş vardır. Yaptıklarımızla zamana değer katmak yani. Ders ve ödev yapmak, ev işlerine yardım etmek gibi günlük hayattaki sorumluluklarımız dışında kalan zamanları, faydalı olduğu kadar eğlenceli de olan bazı uğraşlarla doldurmak mümkün…
Bu; faydalı, eğitici, bilgilendirici, el, beden, zihin becerilerimizi ve şahsiyetimizi geliştirici uğraşlara “hobi” diyoruz. Hepsini burada sayamayacağımız kadar çok hobi seçeneğimiz var aslında ama birkaçını burada sayalım isterseniz:
Koleksiyonculuk yani pul, eski para, yaprak… gibi çeşitli nesneleri toplayıp, biriktirmek.
Geleneksel sanatlar yani ebru, hat, tezhip, minyatür gibi sanatları öğrenip icra etmek.
Kumaş boyama. Mesela şu sıralar tişört boyama çok revaçta.
Yabancı dil öğrenme.
Elişi yani dikiş, nakış, örgü, oya yapmak.
Bakımevleri ve yardım kuruluşlarında gönüllü çalışmak.
Satranç, yapboz gibi zeka oyunları oynamak.
Günlük veya blog yazmak.
Maket yapımı.
Ve daha onlarcası… Yeter ki üretmek, gelişmek, dünyamızı güzelleştimek isteyelim arkadaşlar. Seçeneklerimiz o kadar çok ki…