Şunun şurasında sayılı günler kaldı.
Yakında “Bu akşam teravih başlıyor, gece sahura kalkacağız” diyeceğiz. Ramazan geliyor, oruç geliyor.
Belli ki yeni bir hayat geliyor.
Toplumumuzun çok çok büyük bir kesiminde yeni bir iklim demek Ramazan.
Baharın içindeyiz, dallara su yürüdü, yeniden diriliyor ağaçlar, yemyeşil oldu her yer.
Ona benzer biraz Ramazan’la - Oruçla buluşma milletimiz için.
Her birimiz bir şekilde diriliriz sanki.
“Allah ve Rasulü, sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında ona icabet edin” diye buyuruluyor ya Kur’an-ı Azimüşşan’da, bunun bir örneğini Ramazan’la yaşarız bizler.
Şunu söylemek yanlış olmaz:
Ramazan’la birlikte herkesin hayatına müspet bir şeyler gelir, katılır. Her birimizde iyi bir taraf uyanır, harekete geçer.
Bunların her biri İslam’dan bir parçadır. Allah ve Rasulullah’ın bildirdiği şeylerden diriltici bir özdür.
Hani, biraz da küçük bir eleştiri dozuyla denir ya “Ramazan Müslümanı” diye bir söz.
Nedir o?
Aslında herkesin hayatına Ramazan’la birlikte İslam kaynaklı bir şeyin girmesidir o.
Aslında insanımızın bünyesinde İslam vardır, çeşitli sebeplerle bastırılmış, azalmış, neredeyse görünmez hale gelmiştir. Ama insanımızın derinlerdeki hassasiyeti, onun tamamen silinip gitmesine de izin vermemektedir. O giderse sanki bir başka insan olacaktır, kendini kaybedecektir. Evet, hayatın içinde savruluşlar vardır, aşınmalar vardır, İslam’la ilişkilerin ne olduğuna dair unutmalar vardır, ama gene de tümden bir silinme yoktur.
Kapağımıza “Ramazan mü’minlerin can suyudur” ifadesini koyduk.
Bu ifade Ali Büyükçapar’ın yazısında geçiyor.
Ne kadar güzel bir tanımlama.
İşte aynen öyle, Ramazan, öyle bir can suyu gibi gelir ki insanımızın, toplumumuzun hayatına, biz bir İslam toplumunun güzelliklerine tanık olmaya başlarız.
Dünkü hayatında şunlar şunlar yoktu da, bugün şunlar oldu.
Ne yapmalı?
Böyle bir insanı yadırgamalı mıyız?
Dün şunlar şunlar yoktuysa, bugün de olmasın varsın tavrı mı sergilemeliyiz?
İşte bu değil, diyoruz.
Altınoluk’un bir sayısının kapağında Ramazan için “İslam günleri” ifadesini kullanmıştık.
“Ramazan bir Müslüman toplumda her insana, artı bir güzellik getirir, İslam’ın tamamı olursa ne kadar güzel olur” demiştik.
Buradan yola çıkarak, Ramazan’da buluştuğumuz islâmî güzellikleri, ister ibadet boyutunda olsun, ister insan ilişkilerinde, iyilik paylaşımlarında olsun senenin bütün günlerine taşımayı konuşmak lazım.
Biliyoruz ki İslam, sadece Ramazan günlerinde çoğalıp, başka zamanlarda azalan bir hayat çerçevesi değildir.
İbadetse, Allah’a bağlılığımızın daimi göstergesi olarak...
İnsan ilişkilerinde hakkaniyetse, dürüstlükse, güvenilirlikse, ihtiyaç sahibinin yardımına koşmaksa bütün zamanlarda...
Ramazan’da “Ben Müslümanım, mü’minim” idraki can suyu bulmuş hale geliyorsa, onu bütün zamanlara taşımak da, kazanılacak bir şuur halidir.
Ne diyelim: Hayatımıza iyilikler getiren kutlu ay, kutlu ibadet, seni canı gönülden selamlıyor ve içinde İslam’ın güzelliklerini kuşandığımız bir mevsim olmanı diliyoruz. İyi ki her sene geliyorsun. Her sene bizi tutuyorsun.
Sizleri Altınoluk’la başbaşa bırakıyoruz, sağlıcakla kalın. Allah’a emanet olun.