Aziz Okuyucu
Mart 397’nci sayımız, Altınoluk Dergisinin 34. yılının ilk sayısı…
Altınoluk Dergisi’nin 33 yıllık yayın hayatında Kur’an ve Sünnet çerçevesinde, ‘Müslümanın kişilik ve şahsiyet inşası’ meselesi hep ana gündem konusu olmuştur. Bu mânâda Altınoluk’un her sayısında yediden-yetmişe her insana bir mesaj ulaştırmanın gayreti vardır. Bunun yanında bazı konuların farklı yönleriyle daha sık gündeme alındığı da hemen farkedilecektir. Bu alanlardan birisi de “genç ve gençlik meseleleri” olmuştur. Taa başından beri, gençliğin maddi ve manevi hayatına yönelik bir çok meselesi Altınoluk’un kapak gündemi olmuştur. Yayın hayatının hemen başında, 8. Sayımızda ‘Gençlik Kimliğini Arıyor’ kapağıyla, “Gençlikteki kimlik bunalımı”na dikkat çekmişiz. 12. Sayımız ‘Gençlik ve Tasavvuf’ kapağıyla, kimlik bunalımı yaşayan gençliğe, gönüllerini tamir, imar ve ihya edeceği peygamberî bir metodun yolunu göstermiş. 1992 yılı Ekim ayında ‘Din ve Gençlik’ kapağını, ‘saflar gençleşiyor’ alt başlığıyla ülkemizin geleceği adına bir ümit duası olarak sunmuşuz okuyucularımıza… 2011 yılının Haziran sayımızda ‘Evlad Paniği’ kapağıyla, sanal ve dijital ortamın hoyrat dünyasının tehlikelerine en üst perdeden dikkat çekerek, başta aileler olmak üzere bütün kesimleri adeta ‘yangın var’ feryadıyla uyarmışız. 313. sayımızda ‘Nasıl Bir Nesil, Nasıl Bir Gelecek?’ sözünü Müslümanın gündemine hayati bir seferberlik çağrısıyla taşımışız. 343. sayımızda eğitim hayıtının içinde kaybolup giden gençlerimize dikkat çekmek için; “Türkiye’nin Gençlik Sınavı” konusuyla, içimizi yakan bir dert paylaşımında bulunmuşuz. 380. sayımızda, Müslümanın en temel kulluk vazifesi olan namazı, ertelenemez, vazgeçilemez bir kurtuluş reçetesi olarak, gençlerin gündemine taşımak adına ‘Gençlere Namaz Çağrısı’nda bulunmuşuz.
Ve bu ay bir kez daha ‘Gençlerin Kalb Alemi’ konusunu gündemimize taşımak istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, gençlerin kalpleri ve gönülleri her zamankinden çok daha şiddetli ve ağır bir saldırı altında. Kalbleri kaydıran, gönülleri çelen zararlı ortamların, ışık hızında, evimizin en muhkem zannettiğimiz odalarına ulaştığı bir çağda bunu önemsemek çok daha hayati bir mesele. Biliyoruz ki, çocuklarımız bize birer emanet ve bundan hesaba çekileceğiz. Yine biliyoruz ki; her Müslümanın ‘Sadaka-i câriye olacak… arkasından duâ eden hayırlı bir evlât” yetiştirme gayreti kıyamete kadar devam edecek, etmeli de…
Allah yardımcımız olsun...
Rabbimize hamdolsun ki yeniden bir kutlu mevsimin arefesindeyiz. 8 Mart’ta kavuşacağımız üç ayların, tüm İslam alemine hayırlar, bereketler getirmesini niyaz ediyoruz. Rasulullah Efendimizin (s.a.v.) duasının günlük virdimiz olması temennisiyle: “Ey Rabbim! Bize Receb’i ve Şa’ban’ı mübarek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.”
TEŞEKKÜR ve DUA
Altınoluk Dergimizin çocukluk ve gençlik yılları diyebileceğimiz 33 yıllık hizmet yolculuğunda bir nöbet değişimi söz konusu… Yazı İşleri Müdürümüz muhterem Ahmet Taşgetiren Bey, bu aydan itibaren görevini yeni bir kadroya devretmiş bulunuyor. Bir dergi için bereketli bir ömür diyebileceğimiz tam 33 yıl, heyecanından bir şey kaybetmeden, istikametini bozmadan, emaneti yere düşürmeden bugünlere taşımada çok büyük emekleri olan yol refikımız ve dostumuz Ahmet Bey’e dergi ailesi ve okuyucularımız adına teşekkürlerimizi arzederiz. Yüce Mevlâmızdan bundan sonraki hayatında sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde, daha güzel çalışmalar için fırsatlar ve imkânlar sunmasını niyaz ediyoruz…