Merhamet, Rahman ve Rahim olan Rabbimizin her şeyi kuşatan en fârik vasfıdır. O’nun merhameti, bütün merhametlerin kaynağıdır. Kimse kimseye O lütfetmeden merhamet edemez. Merhamet bu anlamda bir ihsandır. İhsana layık olmak, yaratılanları Yaratan’dan ötürü hoş görmeye muvaffak olmak demektir. Egoizmin esas olduğu ve kendi başına kalan insanın ancak diğerinin kurdu olabildiği bir dünyada bizi bu hodkâmlıktan ancak merhamet kurtarır. Merhameti celbedecek olan ise has kulluk duruşudur.
Kulluk; Rabbim Allah dedikten sonra dosdoğru olmaktır. Allah’ın hakiki kulları yeryüzünde Hak duruşunun ve bu duruşla hayatın üzerine yürüyüşün temsilcileridir. Mütevazı, güzel bakışlı ve güzel sözlüdürler. Geceleri tazarru ile kıyamda durur, Allah’a iltica ederler. İsraf etmeden infak eder, şirk, kasten adam
öldürme ve zinadan uzak dururlar. Yalandan sakınır, doğruya teslim olurlar. Sözleri hikmet, bakışları ibret, sükûtları tefekkür, işleri salih ameldir; yeryüzünün ıslah ve imarı için çalışır, ifsat edicilere karşı dururlar. Küreyi bir yok oluşun kenarına getiren şu kokuşmuş düzeni ancak Allah’ın has kulları ıslah edebilir. İnsanlık, bu mânâda merhametin bir duruş, tavır ve hayat tarzı olarak tecessüm etmesine muhtaçtır. En alt kademesinden en üste kadar hepimize lâzım olan yekdiğerimizle merhamet ekseninde münasebet kurmaktır. Bu ise ancak aktif bir merhamet siyaseti ile kazanılabilir.
Aktif merhamet siyaseti, merhametin bir hayat tarzı, usul ve üslup olarak yaşanmasıdır. Yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevmek, insanların dünyaları kadar ahiretlerini de mamur etmeye çalışmaktır.
Geminin üst katında olup da alt kattan bîhaber olmak merhamet siyaseti ile bağdaşmaz. Bu duygudan nasipsizlerin tarihe, tabiata, tab’ına ve hemcinsine kast etmesi karşısında dik durmayı gerektirir.
Eğitim sistemimizi merhamet siyasetiyle şekillendirmeli; dış politikamızı merhametle biçimlendirmeli; teknoloji, sağlık, kültür, spor, mimari, güzel sanatlar, estetik, artık aklımıza gelen hayatın her alanını merhametle yeniden formatlamalıyız. Bunun için merhameti, düşük olana acımanın ötesinde yüce bir ahlâk ve hayat tarzı olarak takdim etmemiz gerekiyor.
Hepimiz merhamete muhtacız. Yerde olanlara göstereceğimiz merhametin yine bize döneceğinden eminiz, necip milletimizin son dönemde sergilediği hamiyetperverliğin neticeleri bunun en güzel göstergesidir.
Buruk bir Ramazan geçiriyoruz. Ama burukluk bizde, Ramazan yine ikramları ile geldi ve yine gönüllerimizi ihya ediyor. Nefislerimizle baş başa kaldık, camilerden mahrumuz. Belki bu inzivanın hâsıl ettiği tefekküre çok ihtiyacımız vardı. Zor günlerde yardımlaşmanın ve kardeşliğin kıymetini anlıyoruz. Ramazanımız, kadir gecemiz ve bayramımız mübarek olsun; Rabbimizden affolunarak bu güzel zamanları tamamlamayı ve
huzuruna tertemiz erişmeyi niyaz ediyoruz. Bir sonraki sayımızda buluşmak temennisiyle Allah’a emanet olunuz.