Sohbet, Vuslat Talimidir
Bir Hak dostuna: “ilim mi faziletlidir, amel mi” diye sormuşlar, “ilim talebinden daha faziletli amel bilmiyorum” cevabını vermiş. Birisi bize gelip: “ilim meclisi mi, zikir meclisi mi” diye soracak olsaydı cevabımız bu Hak dostundan mülhem şöyle olurdu: “İlmin ve zikrin buluştuğu sohbet meclisinden daha iyi bir meclis bilmiyoruz.”
Sohbet nebevî bir eğitim ve terbiye vasıtasıdır. Hem zihni, hem kalbi besler. Doğruyu, yanlışı öğretir. Müslümanca düşünme ve yaşamanın yolunu gösterir. Kardeşliği tattırır. Cemiyete hayırlı ve faydalı insanlar yetiştirir.
Sohbet, kulluk gündemini diğer gelgeç gündemlerin arasından çekip çıkaran ve baş gündeme dönüştüren bir marifet mektebidir. O mektepte Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem, insanlığın en seçkin neslini yetiştirmiş, Peygamber mirasının hakiki vârisleri Hak dostları da yine bu mektep ile nice nesillerin hidâyetine vesile olmuşlardır.
Bugün de, “Oku” emrine uyarak Hakka âşinâ olmak isteyenin müracaat edeceği meclis, sohbet meclisidir. Âdâbına riayet ederek yapılan sohbetler dünyadaki cennet bahçeleri gibidir. Cennet zaten bir sohbet mekânıdır. Sohbet bu manada bir vuslat talimidir. Ahiret vuslatına sohbet yolu ile erişilir. Vuslata giden yolun bizatihi kendisi de vuslattır.
Yeni dönemde abone olan okuyucularımıza hediyemiz bir sohbet kitabı olacak. Marifet Meclisleri isimli eserimiz, Hak dostlarından seçilmiş ve gündemi güzel kulluk olan 52 sohbetten oluşuyor. Bu ay sonu itibarı ile yeni dönem abonelerimizin eline geçecek bu güzel eserin gönül dostlarımızın manevi seyirlerinde güzelliklere vesile olması temennimizdir.
Geçtiğimiz ay hepimizi sevince gark eden bir gelişme yaşandı ve Ayasofya zincirlerinden kurtuldu. Allah’a adanmış bu mahzun mâbet yine tekbirlerin çınladığı, namazların ikame edildiği ve ümmetin cem olduğu bir ibadet ve kulluk mekânına dönüştü, hamdolsun. Şükür Rabbimize, teşekkür bu konuda emeği geçen herkesedir; Allah razı olsun. Şimdi artık ihyâ zamanıdır.
Müze Ayasofya hüznümüzdü. Cami Ayasofya şükrümüzdür. Mesruruz, ama mesuliyetimiz artmıştır. Ayasofya’nın tekrar cami olması bir işarettir. Ayasofya, ruhumuzun ufkunda ışıldayan Peygamber müjdesinin nişânesidir. Şimdi hepimize düşen, Ayasofya’da mündemiç fetih mânâsının ihyâsına çalışmaktır. Onun yeniden ihyâsı bizi biz yapan hayat tarzının ihyâsı ile mümkün olacak. Bizim hayat tarzımız Nebevî hayat tarzıdır. Biz o hayat tarzı ile Ayasofya’yı kızıl elmamız yaptık. Sona ona kavuştuk, dirilişine şahitlik ettik ve yeni dirilişlere yelken açtık. Ayasofya ya da ecdâdımızın Cami-i Kebir’i tekrar gözümüzü ve gönlümüzü ışıtıyor. O hayat tarzı ile biz dirilelim ki yeryüzünün mazlum ve mağdurlarını fazla bekletmeyelim.
Rabbimizden Cami Ayasofya’nın şükrüne bizi muvaffak kılmasını niyaz ediyor, bilvesile Kurban Bayramınızı tebrik ediyoruz. Gelecek sayıda buluşmak temennisiyle Allah’a emanet olunuz.
M.Lütfi Arslan