Cennet, gözün görmediği, kulağın işitmediği, akla hayale gelmeyecek nimet, lütuf ve ikramın olduğu bir saadet yurdudur. Rabbimizin mü’min kullarına hazırladığı o selamet beldesine girmeye hak kazanacak nefis itminana ermiş nefistir. Ayette o nefse şöyle bir hitap yapılır: “Ey kâmil bir iman ve sâlih amellerle huzûra ermiş nefis! Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön! Dürüst ve samimi kullarımın arasına katıl! Cennetime gir!” (Fecr, 27-30)
Razı olmuş ve razı olunmuş bir nefse, cennetten önce “kullar” arasına girmesi hitabının yapılması şâyân-ı dikkattir. Kulluk, aslında cennetten de önce gelen en büyük mertebedir. Dünyada cennet ise Rabbimizin dürüst ve samimi kulları arasında yaşanan bir kulluk hayatıdır ki öyle kullar Hamdi Yazır Efendi’nin ifadesiyle: “dünyada Allah’ın rızasına uygun iyi amelleri çoğaltarak, üzerlerinde şeytanın otoritesi olmayan Allah’ın saf ve ihlâslı kulları zümresine girmeye çalışarak dünyada ve ahirette o zümreye dâhil olmak” isterler. İşte böyle bir kulluk çabasının, dürüst ve samimi kullarla birlikteliğin vesilesi, cennet kokulu sohbet meclisleridir.
Sohbet, Peygamber Efendimizin hiç terk etmediği bir sünneti olarak; kalplerin muhabbet potasında eritildiği bir kulluk okuludur. “Oku” emri ile teşekkül etmiş mübarek bir halkanın müteselsil mecrâsı olarak sohbet en güzel terbiye ve tekâmül vesilesidir. Âdâbına riâyetle icrâ edilen her sohbet, kulluğu baş gündeme oturtur. O mektepte Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem, insanlığın en seçkin neslini yetiştirmiş, Peygamber mirasının hakiki vârisleri Hak dostları da yine bu mektep ile nice nesillerin hidâyetine vesile olmuşlardır.
Salgında sohbet meclislerinden uzak kaldık. Şimdi normalleşme çabalarının arttığı şu zamanda yüz yüze görüşmeler ve buluşmalar tekrar başlayacak. Bizler dünyadaki cennet meclisleri olan sohbetlerimize yeniden kavuşacak olmamızın heyecanı içerisindeyiz. Anadolu’da her akşam kim bilir kaç mesut hanede kulluğun, kardeşliğin ve muhabbetin ocağı yeniden harlanacak. Her bir sohbet meclisi kim bilir hangi bereketi filizlendirecek, kim bilir hangi âfet, bela ve musibete perde olacak. Rabbimiz sohbetlerimizin kadri kıymetini bilenlerden eylesin. Bu meclislerden tahsil edeceğimiz kulluk, marifet ve muhabbet neşvesini semâvî ve arazî âfetlere perde kılsın.
Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocamızın kaleme aldığı “Müslüman’ın Gönül Dünyası” isimli hediye kitabımızın ilk baskısı çıktı ve yeni abonelerimize ulaşmaya başladı. Dergimize abone olan kıymetli okuyucularımız 12 ay boyunca ŞEBNEM ve ALTINÇOCUK ilavelerimizle birlikte bu kıymetli esere de sahip olacaklar. “Müslüman’ın Gönül Dünyası” hem kendi gönül dünyamızın kıvamı, hem de müstait gönülleri maneviyatın güzellikleri ile buluşturmak için çok güzel bir vesile. Siz kıymetli ALTINOLUK dostlarından bu vesileyi değerlendirerek dergimizi ve kulluk derdimizi bir yüreğe daha taşımanızı istirham ederiz. Neticede bu dünyaya Rabbimize güzel kulluk yapmaya ve birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmeye geldik. Muvaffakiyet niyazıyla hepinizi Allah’a emanet ediyor, gelecek sayıda yeniden buluşmayı temenni ediyoruz.