Sıkıntı Yalnızlık Değil Anlamsızlık Hissi
Hocası kendisine hayran bir şekilde nazar eden öğrencisine şu soruyu sordu: “Benim her şeyi bildiğimi mi düşünüyorsun?” Öğrencisi aklından geçenin ifşasının verdiği tatlı bir mahcubiyetle başını salladı. Hocası gülümseyerek öğrencisini şöyle tashih etti: “Ben her şeyi bilmiyorum, yalnız her şeyi birbirine bağlayan bir şeyi tuttum.”
Modern insan her şeyi birbirine bağlayan o kök anlamı kaybetti. O kök anlam Hira’da “Oku” emri ile başlayan vahiydi. 23 senede fasıl fasıl indirilen o hakikat varlıklar arasında bir hiyerarşi tesis etti. İnsan, hem kendisini hem de yekdiğeri ile ilişkisini onunla keşfetti, nereden gelip, nereye gittiğini öğrendi. O kök anlam köprüdeki kilit taşı gibiydi. O taş bir kere yerinden oynadı mı köprüyü ayakta tutmak mümkün olmazdı.
Kök anlamı kaybeden modern insan; mekân, zaman ve diğerleri ile kurduğu köprülerin yıkılışının acısını çekiyor. Bu acı günümüzde yalnızlık sıkıntısı şeklinde tezahür ediyor. Zamanımızın iletişim bombardımanı altında böyle tuhaf bir yalnızlık çekmek ne kadar manidar değil mi? Bu kadar mesaj, geri bildirim ve uyarıcının arasında insan çırpındıkça daha çok battığı bir bataklıkta yaşıyor gibidir.
Psikoloji yalnızlığı, geri bildirim almamak, bu şekilde gerçeklik olgusunu yitirmek, zamanla kendi hislerine de yabancılaşmak olarak tarif ediyor. Her gün binlerce mesaja maruz kalan, bir sahne sanatçısı gibi sürekli izlenen ve bu durum kendisine geri bildirimlerle hiç durmadan hissettirilen insan neden mahrum ki onun yalnızlığa normal ve sıradan bir yalnızlık diyemiyoruz?
Mevcut ilişkiler ağı insanın kendisini tanıyacağı, anlamlandıracağı tecrübeler veremiyor, çünkü onu sahte, yapay ve geçici ilişkilerin içerisinde boğuyor. İlişki bolluğu yalnızlığı gidermiyor, tam tersi insanı kendisinden, gayesinden ve varoluş hiyerarşisinden kopartıyor. Modern insanın yalnızlığı sıradan bir yalnızlık değil, derin bir anlamsızlık hissidir. İnsan köprüdeki kilit taşı gibi, her şeyle irtibatını sağlayan kök anlamı kaybetmiştir. Anlam olmayınca yabancılaşma başlamış, yabancılaşma ise insanın yalnızlaşmasını getirmiştir. İnsanlar bugün hiç olmadığı kadar birbirlerini bilseler de maalesef kendilerini bilmemekteler.
Çare nedir? Çare kök anlamı yeniden keşfetmektir. Kök anlam vahiydir. Vahiy her şeyi birbirine bağlayan bağdır. O bağ bulunursa yalnızlık korkulacak bir şey olmaktan çıkar. Yalnızlık, insanın kendisi ile barışmasını ve varoluş gayesini bulmasını sağlayabilecek kıymetli bir imkândır. Yeter ki insan doğru soruları sorsun... Yeter ki yalnızlığın neticesinin doğru muhitler bulmak ve iki dünyayı da imar ve ihyaya talip kaliteli birliktelikler kurmak olduğunu fark etsin... Bu sayımız işte bu bakış açısıyla yalnızlığı ele alıyor. Modern insanın içine düştüğü çürütücü yalnızlığın bir anlamsızlık hissi olduğunu düşünüyor ve vahyin bu anafordan erdirici yalnızlığa erdirecek yegâne vesile olduğuna inanıyoruz.
Bu sene dergimize abone olanlara hediye ettiğimiz hediye kitabımız, Müslümanın Gönül Dünyası isimli esere ilişkin güzel dönüşler alıyoruz. Vefakâr dostlarımız bu kıymetli eser vesilesi ile yeni gönüllere erişmemize vesile oluyorlar, Allah kendilerinden razı olsun. Bir sonraki sayımızda buluşmak ümidiyle Allah’a emanet olunuz.