Hayat ne kadar güzel olurdu, insan hem “âşık”, hem de “sadık” olmayı becerebilseydi.
Yıllar sonra eşinin ısrarıyla doktorasını tamamlamak için fakülteye dönen Çağlayan, tez danışmanı Halit Sırlı’ya âşık olur.
Bir masal, bir hayal değil yaşadığı gerçeğin ta kendisidir bu.
Hayatın ta içi.
Aşk hastalığından kendini kurtaracak zatı arayış. Kıvrak bir zekâ, müthiş bir tecessüs ve bilgi açlığı, içine girdiği tasavvufu tanımak için son derece samimi bir çırpınış.