Ne bir güneşim ısıtmaya, ne de yağmurum
ıslatmaya, yetmiyor, benzemiyorum
ne kendime ne başkasına.
Bana ne yaptığını bilmiyordum, bildiğim tek şey,
aşk yalnızca onun sularında yetişiyordu ve ben
yavaş yavaş bırakıyordum kendimi
bir mürekkep damlası gibi... karşı koymadan,
sonsuzluğa dağılır gibi.
Sana taştı yine içim… kah cebine sığmayan
bir avuç yemiş, kah zabdedilemeyen bir deliyim.
Neden böylesine zor her estiğinde
gelivermek dibine dizlerinin? Neden daha çok,
sen uzakken sana sarılmak isteğim?
Diyorsun ki “düşününce hem yanındayım hem değil,
aramızdaki uzun yollar, uzaklığımız gerçek değil”,
yetinmiyor gönlüm değmeyince yüzüme saçının bir tek teli…
ben dalını taşıyamayan ağaç, ben kıvrım kıvrım yol,
ben iki adımlık kasaba.
Haluk Gürel, Radyo Mydonose’da 1998’den beri yapmakta olduğu programlarında okuduğu ‘Ezberimdeki Sözler’ini okuyucu ile buluşturmaya ikinci kitabı ‘Aşksa Değer’ ile devam ediyor.
Yaşamın kaynağına, kalbe yapılan, hayalle gerçek arasında geçen bir yolculuk...