Biricik Efendimiz, Sevgili Peygamberimiz, insanların en güzeliydi.
Teni gül gibi pembemsi ve yumuşaktı (sallallâhu aleyhi vesellem); çok hoş kokardı.
Sanki gül, kokusunu ve rengini Peygamberimizden almıştı.
Sakalı siyah ve gürdü; kaşlarıysa hilâl gibi.
Dişleri inci gibi bembeyazdı.
İrice ve siyah gözlüydü.
Kirpikleri uzun, kıvrımlıydı.
O, eşsiz derecede zarif ve nurlu bir güzellikteydi…
Denir ki her insan Peygamber Efendimizin ruhundan bir iz taşır. Herkesin bedeninde Sevgili Peygamberimizin güzelliğine benzeyen bir taraf vardır. Ne kadar hoş değil mi? Acaba sizin neyiniz Peygamber Efendimizinkine benziyor? Bir düşünün bakalım… Gözleriniz mi, teninizi mi, yoksa dişleriniz mi?
Mutlaka O’na benzeyen bir tarafınız vardır.
Doğuştan Peygamber Efendimiz’e (sallallâhü aleyhi vesellem) benzemek çok güzel. Ancak O’nu severek ve O’nu örnek alarak duygu ve davranışlarımızla O’na benzemek daha da güzel.
O’nun hayatını öğrenerek O’nun gibi fedakâr, cömert ve sabırlı olmak ne büyük şeref…
İster misiniz, kalbimiz de O’na benzesin! Bakışlarımız O’nun gibi şefkatli ve merhametli olsun! Dilimiz O‘nun sözlerini konuşsun! Biz de girdiğimiz her yerde tatlı gülümsemeler, hoş kokular bırakalım.
Kim istemez, değil mi?
Ee öyleyse hemen başlayalım, O’nun hayatını okumaya ve tanımaya
Haydi çevirin yaprakları ve seyredin Kâinatın En Güzeli’ni, Allah’ın En Sevgilisi’ni…