“Ayıptır söylemesi, ben sonradan görme bir Beyaz Türk’üm.”
Ertuğrul Özkök yine çok konuşulacak bir kitapla okur önünde. Kendi sözcükleriyle tanımlamak gerekirse, bu “sonradan görme Beyaz
Türk” bütün yazdıklarında hiç sakınmadan çırılçıplak ortaya seriyor yaşadıklarını; ama elinizde tuttuğunuz kitapta ilk kez bütün hayatının dökümünü yapıyor:
Çocukluğundan bugüne geçirdiği bütün sosyal ve kişisel aşamaları özetliyor; ailesini, mahallesini, öğrenciliğini, öğretim üyeliğini, gazeteciliğini anlatıyor; çok eleştirilen “Beyaz Türk”lüğünün ve “sonradan görme”liğinin gerekçelerini açıklıyor; Türkiye’ye ve “Ak”, “Beyaz”, “Zenci”, artık ne ad verirseniz, her türlü “Türk”lere yönelik eleştirilerini sıralıyor.
Bir Beyaz Türk’ün Hafıza Defteri’nin sayfalarında “Matbaacı Şükrü Özkök”le John Lennon, Kaptan Jack Sparrow’la Deniz Gezmiş, Cemil Meriç’le Ece Ayhan yan yana… Siyasi liderlerimiz de var, sıradan insanlarımız da… Sanatçılar da var, cazibeli kadınlar da… Yani bütün bir Ertuğrul Özkök dünyası…