Osmanlı yalnızca bir devlet değildi. Osmanlı, dünyaya söyleyecek sözü olan bir medeniyetti. Osmanlı insanı da ruh hâllerini yansıtan tüm tutumlarını, hayatın her sahasında sergileyerek bu iddiasını hep diri tutmuştur. Osmanlı insanının ruh hâli, bilhassa antitezi olan Batı dünyasının kölecilikten feodalizme, sömürgecilikten materyalizme kadar tarih boyunca insana dayatmaya çalıştığı her felakete, belki de yeryüzünde yegâne dik duruştur.
İşte bu kitapta; veba ve ölüm karşısında sükûnetini bozmayan Osmanlı insanından Kel Memiş’in devlet felsefesine, Fransız sarayına kök söktüren Osmanlı elçisi Süleyman Ağa’nın gururlu hâlinden Allah Kerîmdir formülüne, İngiliz donanmasını kovalayan İstanbul halkından “külahları değişiriz” sözünün sosyolojik gerçekliğine, Osmanlı’nın barışta kediye mersiye yazan inceliğinden savaşta hiç akla gelmeyecek kurnazlık ve cesaretine şahit olacak ve bir Osmanlı var imiş diyeceksiniz.