Mum beyazdı. Varlık sebebi ve amacı ateşti. Ateşin hayatının devam etmesi için yaşıyordu ve bunun için tükeniyordu. Mum tükendikçe ateşin hayat damarlarına can yürüyordu. Şikâyetsiz, sorgusuz tüketiyordu kendini mum ateş için. Zaman geçti, mevsim döndü. Pervane ateşe, mum da pervaneye âşık oldu. Mum, aşkından günbegün sarardı. Sıcak gözyaşlarıyla damla damla azaldı. Ateşin aradan çekilmesini istiyordu; ancak ateşin söndüğü zamanlarda pervane mumun semtine uğramıyordu. Ateş pervaneyi umursamıyordu; çünkü pervanenin her ne olursa olsun kendisine teslim olacağını biliyordu. Mum çaresizdi, ateşse küstah. Mum, sadık ve samimi bir âşıktı; ama pervane ateşe meyletti. Mum, ateşin avuçlarında tükenmeye devam etti naçar. Pervanenin mutlu olmasının başka yolu yoktu. Kendinden vazgeçip ateşi yaşattı ve pervaneyi memnun etti. Gecelerden ve günlerden sonra pervane vuslat murad etti. Ateşe vasıl oldu. Pervane yandı. Mum tükendi. Ateş söndü.
İnsan yasak meyveyi yedi, Hu!
İnsan hüsrandadır, Hu!
Kendini kavrayan-anlayan insan, başkalarını ve yaşamı da kavramış oluyor. İnsanın başkalarına ulaşması, kendisi ile ilgili bir gerçeğe varmasıyla başlıyor.
Bu, bir içe yolculuk şiiridir. Bu, bir merhamet masalıdır.