Kıymetli kardeşler,
Klavyenin başına oturduğumda bazı tuşların tozlu olduğunu görünce rahatsız olur, hemen temizlerim. Anlarım ki sık kullandığım tuşlar temiz, az kullandıklarım ise tozlu… Atalarımızın, “İşleyen demir pas tutmaz.” sözünü hatırlayıp şöyle mırıldanırım: Kullanılan tuşlar toz tutmaz.
Sporsever Gençler,
Bir atletizm yarışması düzenlenmiş. İki atlet çok iddialıymış. Birinci arkadaş, önceki yarışmalarda derece aldığı için bu müsabakayı fazla önemsememiş. İkinci arkadaş ise gece gündüz çalışmış, vücudunu hazır hâle getirmiş. Neyse, yarış başlamış. Birinci atlet çok iyi koşuyormuş, önce herkesi geçmiş ama zaman ilerledikçe bizimki tıkanıp kalmış. İkinci atletse ipi göğüslemiş. İşleyen demir gibi çalışan vücut da paslanmazmış.
Düşünceli Dostlar,
Değirmen taşını bilirsiniz. Buğday dökülür, taş dönmeye başlar. Biraz sonra sarı buğdaylar bembeyaz un olur. Peki, buğday olmadan taş dönerse ne olur? Ne olacak, taş kendi kendini yıpratır. Akıl da böyledir canlar. İçine bilgi koyup çalıştırmazsak akıl hiçbir şey yapamaz. İşleyen demirin ışıldadığı gibi çalışan akıl da parıltılı fikirler üretir.
Sanatsever Canlar,
“Yollar uzun, hedef yüce,
Çalışarak gündüz gece,
Tembelliğin bileğini,
Bükmek gerek arkadaşım.
Yağmurlara karışarak,
Nehirlerle yarışarak,
Engin bilgi denizine,
Akmak gerek arkadaşım.
Kuşanıp bilgi çağını,
Yurtta sevgi ocağını,
Her gönülde birer birer,
Yakmak gerek arkadaşım.”