Sevgili Dostlar,
Mutlu olmanın önemli şartlarından biri de ruh ve beden sağlığıdır. Allah esirgesin, bazen bu sağlığımızı kaybedebiliriz. O zaman hemen işin ehline başvurmalıyız. Uzmanı olmadığımız konularda kendi kafamızdan çözüm üretmemeliyiz.
Kıymetli Gençler,
Yıllar önce eşim sol ayağının üzerine basamaz olmuştu. Biz de kemiklerde çatlama olduğu düşüncesiyle ortopedi servisine götürdük. Doktor Bey, eşimden kan tahlili istedi. Bu istek bana çok ters geldi. Benim düşünceme göre ayak röntgeni çekilmeliydi. Tahlil sonucu çıkınca anladık ki; hayvan ürünlerinden insana geçen brusella diye bir hastalık varmış. Kaslarda aynı kırık gibi ağrı yaparmış.
Düşünceli Evlatlar,
Adamın biri, “Hocadan duydum. Atı görünce teyemmüm bozulur.” deyip duruyormuş. Hâlbuki Hoca Efendi, şöyle bir misal vermiş: “Bir insan atıyla yolculuk yapıyordu. Yiyecek ve suyu atın heybesindeydi. Dinlenmek için biraz uyudu. Uyandığında atını göremedi. Namaz vakti de geçmek üzere olduğundan teyemmümle abdest aldı. Tam namaza duracağı sırada atını gördü ve teyemmüm bozuldu.” Adamcağız son cümle söylenirken camiye girdiği için bu yanlış yargıya varmış.
Sanatsever Arkadaşlar,
Mimar Sinan’ın sesin akustik kontrolü yaptığını bilmeyenlerin onu cami inşaatında nargile içiyor diye şikâyet ettiklerini hatırlarsınız. Ee atalarımız boşuna söylememişler: “Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder.” Öyleyse tam olarak bildiğimiz konularda konuşalım, bilmiyorsak bilenlerden öğrenelim.
Yüce Mevlâmız ne buyurmuştu? “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
Sevgiyle ve bilgiyle kalın efendim…