Kur'an-ı Kerim'in ilk muhatapları ilk Müslümanlardı. O ilk muhataplar Resulüllah'ı (a.s.m.) gördüler, tebliğini işittiler ve Müslüman oldular. Onlardan sonra hiçbir kulun erişemeyeceği "Sahabelik" makamına nail oldular. Onlar en büyük zorluk ve sıkıntılara göğüs gerdiler. Tarihin şahit olduğu en nazik ve en baskılı dönemde, kalplerindeki imanın verdiği güç ve cesaretle benzersiz fedakârlıklara imza attılar. Ve eriştikleri eşsiz vasıfları Kur'an ayetleriyle övgü ifadeleriyle tescillendi. Resulüllah'ın (a.s.m.) dilinden kıyamete kadar tüm Müslümanlara birer hidayet rehberi olarak gösterildi. İlk Müslümanlar içinde en seçkin, en güzide ve "ilklerin ilkleri" vasfını taşıyan Dört Halife'nin yeri çok farklıydı. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (r.anhüm ecmain). Onlar Rasulullah'ın hep yakınındaydılar. En yakını oldular. Hayattayken Cennetle müjdelendiler. Hem Asr-ı Saadette hem halifelik dönemlerinde ifa ettikleri görevlerle tarihe geçtiler. Bütün Yönleriyle Dört Halife isimli bu kitabın asıl hedefi, sadece ilk dört halifeyi anlatmak değil. Onların hayatlarıyla birlikte ideal birer Müslüman, dava adamı ve yöneticide olması gerekli özellikleri gösterebilmek, çağımız insanına ve anlayışına en iyi şekilde sunabilmektir.