"Doğduğum, ama yaşamımı sürdüremeyeceğim bu kıyıları, bu akşam belleğime iyice yerleştirmeliyim."
Trajik bir tarihsel dönemin gündelik akışı içinde, ırkı, dini, dili, mezhebi farklı da olsa, insanlar, insanlık hâlleri çıkıyor karşımıza Cezayir Körfezi'nde...
Yabancısı oldukları bir iklime, hiç tanımadıkları Fransa'ya gitmek zorunda kalan Cezayirli Fransızlarla, Arap Baharı'nın 58 yıl öncesindeki ayaklanmayla sömürgeciliğe başkaldıran
Cezayir'in yerli halkı Araplar, Kabiliyeliler...
On beş yaşındaki anlatıcıyı "ne yaptığını bilmez hâllere düşüren" karşılıksız aşklarla başkaldırının atbaşı gittiği günlerde, büyükanne Zoé'nin sevgisiyle sarmalanmış çocukluk da başını alıp gitmekte...
Savaşın ağırlığıyla yüklü Cezayir Körfezi'nde, Albert Camus'ü anmadan geçmeyen Louis Gardel, pek çok yazı ve müzik adamına dokunarak ince üslubuyla yol alıyor.