Papatyayı seven Defne hemen babasından gül fidesi istemişti. Bahçeye fideyi dikerken radyoda çalan Güllerin içinden canım, koşarak gel…
Şarkısı da onlara ayrı keyif vermişti. Gülden Abla, bizim burada bir efsane vardır sana da anlatayım: “Gülün rengi eskiden kırmızı değilmiş. Bülbül ise güle aşıkmış. Gül, kendisi için yanıp tutuşan bülbüle hiç yüz vermiyormuş. Bu duruma dayanamayan bülbül gidip gülün dalına konuvermiş. Dikenler bülbülün gövdesine batınca akan kanlar gülün dibine dökülmüş ve kanlar gülün köklerinden ve dikeninden damarlarına geçmiş. Gül, o günden sonra kırmızı açmaya başlamış. İnsanoğlu da bu ne güzel kırmızı güldür” demiş. Bülbüller nisanda ötmeye başlıyor da. Ne zaman mı susuyor?