“Karanlığı
loşluğa dönüştürürsek
bir şeylerin ışıldadığını
görürüz.”
Susanna Tamaro çocukluk ve gençlik yıllarına dair kesitler sunarak ötekilerden farklı olan, yalnızlığı seven küçük bir çocuğun dünyayı anlamlandırma süreçlerini paylaşır okurlarıyla. Çocuğun hayata, varoluşa, yaşama, ölüme, inanca, dine dair sorgulamalarının bugünkü Tamaro’nun düşünceleriyle harmanlandığı kitap, aynı zamanda içinde yaşadığımız çağla ve toplumla samimi bir hesaplaşma barındırır: Böylesi acı yüklü, yabancılaşmış bir toplumda kendi yolumuzu nasıl çizebiliriz? Gözümüzü dünyaya açtığımız anda kim olduğumuzu bizim yerimize toplum bize söylerken yüreğimize, kendi özümüze, bilincimize nasıl ulaşabiliriz?
Susanna Tamaro Düşünen Bir Yürek’le okurlarına ruhunun güncesini sunuyor. Bu günce, onun sağlam ve gerçeği gizeme kurban etmeyen ama gerçekte gizemi bulan maneviyatını anlatıyor.