Beşer hayatının en ince noktalarına varıncaya kadar her alanında üsve-i hasene olan Allah Rasûlü talim ve terbiye hususunda da en güzel örnektir. Zira onun risaletinin tamamı eğitimle ve ögretimle geçmiştir. Bu sayade o en azılı müşrikleri, en kaba bedevileri ilim aydınlığıyla cahiliye karanlığından kurtararak meleklerin gıpta ettiği kâmil insanlar hâline getirmiştir. Dolayısıyla eğitimcilerin ondan alacağı çok şey vardır...Bilindiği gibi, her romanın bir hikâyesi vardır. Romanın temel malzemesini oluşturan bu hikâye veya hikâyeler; çoğunlukla yazarın yaşayıp gördüğü olaylar olurken, bazen de yazar ideallerini romanlaştırır.
“Hayatım Roman” diyenleri çok duymuş ve çok görmüşüzdür. Birilerinin yaşayıp anlattığı olayları dinlerken de, çoğu zaman şaşkınlığımızı gizleyememişizdir.
İşte bu romanın malzemesi de bunlardan oluşmaktadır. Burada anlatılanlar, bütünüyle yaşanmış olaylardan seçilip süzülerek derlenmiştir. Romanımızın kahramanları da, gerçek hayattan seçilmişlerdir.
Öğretmen olarak görev yaptığım yerlerdeki arkadaşlarımın ve birer vefa âbidesi olan sevgili öğrencilerimizin büyük katkılarını burada ifade etmem gerekecek. Çok değerli meslektaşlarım başta olmak üzere, her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
İlk Heyecan adını verdiğimiz bu romanda, fedakâr bir öğretmen’in serüvenini bulacaksınız. Bundan sonra gelen Sevda Çağlayanı, Çırpınış ve Zirveden Zirveye romanları da aynı hikâyenin devamı mahiyetinde olduğu gibi, her biri müstakil birer eser olarak da tasarlandı. Ayrıca bu roman başta olmak üzere, hepsi “senaryo” tarzında da kaleme alarak “sinema filmi” ya da “dizi” olarak çekilebilecek şekilde düzenlendi.
Öğretmenler, öğrenciler ve velilerin yanında, herkes için çok faydalı olacağını düşündüğümüz bu anlamlı kitap vesilesiyle, okurlarımızı saygı ve sevgiyle selâmlarız.
Şüphesiz bu eser, bir sanat eseri olma iddiasında değildir. Uzun yıllara yayılan tecrübelerin aktarılması ile ailelere, eğitimcilerimize ve gençlerimize yol gösterme gayret ve çabasındadır.
Heyecanlarımızın bizi sürekli canlı tutması dileği ile…
İstanbul, Ocak 2014
Âdem SARAÇ