Nefesleri ve yazıları ile Hakk Muhammed Ali aşkını dile getiren Vîrânî Abdal, tasavvuf tarihimizin önemli simalarından biridir. Tek mensur eseri olan Fakrnâme, Alevî ve Bektaşî inancı ile Hurufîliğin bir arada işlendiği bir risâledir. Eserde ele alınan konular, tasavvuf, tarikat erkânı ve hurufîlik başlıkları altında değerlendirilebilir. Tasavvufla ilgili konular, ağırlıklı olarak Hakk’ın bilinmesi, Muhammed ve Ali’nin hakikati gibi hususları kapsamakta ve eserin tamamında arka planı oluşturmaktadır. Tarikat erkânı ile ilgili konular, bir mürşide bağlanmanın gerekliliği, tâlipte ve mürşidde olması ve olmaması gereken özellikler, tarikatın önemi gibi meseleler olup, eserde zaman zaman nasihatler şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Hurufîlik ile ilgili olanlar ise, daha çok Hurufî hesaplarında görülmekte ve arka plandaki tasavvufî fikirleri delillendirme sadedinde kullanılmaktadır.
Vîrânî Abdal'a göre, insanın elest bezminde verdiği ikrarının, yaratılış gayesinin ve insanlığının gereği, Hakk’ı bilmektir. Hakk’ı bilmek için de, insanın önce kendisini bilmesi gerekir. Bu noktadan itibaren Hurufîliğin temel argüman ve hesaplarını kullanan Vîrânî Abdal, insan yüzündeki hatlar ile Kur’ân’ın sırlarını içinde bulunduran Fâtiha ve Fâtiha’nın sırlarını içinde bulunduran besmele arasındaki mütekabiliyeti, Hurufî usûllere göre ortaya koymuş ve insanın kendisinden yola çıkarak Hakk’ı bilmesinin yollarını göstermiştir.