“GÖRÜR GİBİ” OLANIN HEYECANI BİTMEZ
Bizim küçük oğlan henüz ilkokul ikinci sınıfta. Geçtiğimiz ay, imkan oldu son derslerinin bitmesine yirmi dakika kala okullarını ziyaret ettim. Normalde velilerin katlara çıkması yasaktı, dalgınlıkla sınıflarının kapısına kadar gittim. Sınıf kapısının önünde, kapıdaki minik yuvarlak camdan içeriyi süzdüm. Günün yorgunluğu üzerlerindeydi, öğretmen bir şeyler anlatıyor, çocuklar sakince dinliyordu. Bizim ufaklık, birkaç dakika sonra beni görür gibi oldu. Öyle bir andı ki o, durgun yüzü sevinçle aydınlanmış, minik gözleri büyümüş, sakin vücudu hareketlenmişti, adeta sırasından fırlayıp kucağıma atlayacak gibiydi. Tam emin olamıyordu kapının dışında kim olduğundan, lakin “görür gibi” olmasından mütevellit şevklenen ve heyecanlanan hâlini görünce ben de elimde olmadan sevindim. Cama daha da yaklaşıp parmaklarımı dudaklarıma götürdüm, “çaktırma” manasında göz kırpıp “sessiz ol” işareti yaptım. Mesajı aldı, güneş gibi gülümser bir halde “tamam” dercesine başını salladı, büyük bir mutlulukla dersi dinleme pozisyonu aldı. Sonra aşağıya indim, onu bekledim. Zil çalınca koşarak geldi, adeta merdivenlerden uçmuş gibiydi.
Akşam evde sordum, “beni görünce ne hissettin” diye. “Çoook heyecanlandım, çook sevindim, çıkışta senle gezeriz diye düşündüm, çikolata alırsın diye sevindim, bir de baba, seni görünce dersi çok daha iyi dinledim, daha da zevkli yaptım her şeyi” şeklinde cevaplar verdi.
İşte böyle. Ne mi demek istiyorum? Hemen söyleyeyim:
Herkes yaşadığı imtihanlarla baş başa, herkes çeşitli yükler altında, farklı sıkıntılar içinde. İnsanlık ailesi olarak son dersteyiz bir bakıma, ahir zamanlardayız. Bazen bunaldığımız, bazen daraldığımız, bazen de yorulduğumuz doğru. Bizim küçük oğlan gibi, aslında sevdiğimizi “görür gibi” olmaya çok ihtiyacımız var. Sevdiğimizi yani Rabbimizi. Çünkü iman bir bakıma Allah’ı görür gibi yaşama kıvamıyla kemal bulur, O’na mutlaka kavuşacağımızın şuuru nispetinde güçlenir. Hadislerde ifade edildiği gibi, biz O’nu göremesek de O bizi her an görüyor ya, bu bilincin diri olması ve kalpte hissedilmesi sayesinde imandan ihsana doğru yol alırız.
İnsan sevdiğine kavuşacağına dair kesin bir inanca sahip olduktan sonra, “şu son ders hükmündeki fâni dünya hayatımız zaten hızla geçecek ve kısa süre sonra Rabbimize kavuşacağız, bizi bekliyor Hakiki Sevgili” düşüncesi yerleşir kalpte. Hayata hareket gelir, atalet yerini gayrete bırakır, sonsuzluk heyecanı sarar vücudu, ümitle parlar gözler, her vesileyi salih amele dönüştürme heyecanı kaplar gönlü.
Ve en güzeli de, her zorluk, her sıkıntı, her dert “katlanılacak” hale gelir, “tahammül” gücü artar, tüm zorluklar kolaylaşır. Çünkü insan sevdiğine kavuşacağına dair bir işaret, bir “görür gibi” olma hâli yakaladıktan sonra, içinde bulunduğu her menfi durumu sinesinde yumuşatır, kendisine isabet edebilecek her çetin imtihan karşısında “bu da geçer ya hû” demesi kolaylaşır.
Allah’tan kalplerimize yakînî bir iman dileriz. O’na kavuşmayı dileyenler için En Güzel Örnek olan sevgili Peygamberimizin izinden ayrılmadan, tantanası bitmeyen, debdebesi eksilmeyen şu kısa ömrümüzde, bizi bekleyen Hakiki Sevgili’yi hiç unutmadan, hikmetle, hayretle, hürmetle, aşkla, şevkle, ümitle ve heyecan içinde yaşayanlardan oluruz inşallah.
***
Bu ay evlilik konusuyla karşınızdayız. Her iki cins için de büyük bir huzur, sekine ve sevgi mektebi olması gereken bu meseleye yaklaşırken ne gibi eksikler yapıyoruz, ne tür hatalar içindeyiz, genişçe ele almayı diledik. Dosya kapsamında genç arkadaşlarımızın görüşleri, ehil insanların yorumları ve usta yazarlarımızın çok faydalı yönlendirmelerini okuyacaksınız. Dileriz sadra şifa verir, güzel yuvaların esaslı temeller üzerine bir an önce kurulmasına vesile olur.
***
Yapılacak yerel seçimlerin başta vatanımız ve milletimiz olmak üzere tüm insanlık için hayırlar getirmesini niyaz ederiz. Liyakatli olan, yapacağı her işi ihsan kıvamında yapma niyeti taşıyan ve samimiyetle koşturmaya azimli tüm adayların bahtları açık olsun.
Nisan ayında görüşmek üzere.
Muhabbetle.