ANASAYFA POPÜLER E-KİTAPLAR YENİ E-KİTAPLAR YAYINCILAR KATEGORİLER

Genç - Sayı 159

Kolektif Erkam Yayınları


50,00 TL

Satın al

Bu e-kitap için kiralama seçeneği mevcut değil.


Okuyabileceğiniz formatlar

PDF formatı
Okuyabileceğiniz platformlar


Künye


Ürün Kodu
2071234631320

ISBN
-

ISBN (Basılı Kitap)
-

Yayınlanma Tarihi
2019-12

Sayfa Sayısı
-

Dergi
Genç (2019-12) #159

Dil
Türkçe

Kategoriler
DİN / İslam / Genel

Kitap Hakkında

Ömer İlyas, Seninleyiz, Tüm İslam Düşmanlarına Buğzediyoruz!

Geçtiğimiz ay, Norveç’te göçmenlerin yoğun yaşadığı Kristiansand kentinde, “Norveç’in İslamlaşmasını Durdurun” isimli aşırı fanatik bir grubun lideri, Kur’ân’ı Kerim’i yakma girişiminde bulunurken, Suriyeli bir genç -Ömer Dabaa İlyas- aniden gösteri alanına atladı ve o utanmaz adama mani olmaya çalıştı, kutsala saygısı olmayan o hadsizlere anlamlı bir şok/panik yaşattı. Hadiseyi görünce birçok açıdan duygulandım;

​Şöyle ki, kendi annem Norveçli bir hanımefendidir, 1975 senesinde Müslüman oldu, rahmetli babam vesilesiyle Allah kendisine hidayeti nasip etti. Yıllardır üzerimize titredi, İslam’ı aziz bildi ve gücü yettiğince hem yaşamaya hem de bizlere güzel örnek olmaya çalıştı. Norveç demek bir açıdan İslam’a teşne yürekler, Allah’a teslim olacak kalpler demektir bizim ailede. Norveç demek saf arayış, temiz bakış ve duru gönül demektir hayatımızda. Hatta hiç unutmuyorum, kıymetli bir fikir insanı da, özel bir görüşmemizde, o toprakların temiz ve saf vicdanlarla dolu olduğunu, bu yüzden gelecekte de çok fazla hidayete sahne olacağını söylemişti, bir muştu gibi not etmiştim belleğime.

​Medyaya yansıyan o meşum görüntüleri izleyince, ilk olarak “demek İslam Norveç’te gönülden gönüle büyüyor, demek İslam alttan alta Norveç’te güneş gibi parlıyor” diye geçirdim içimden ve Norveç’in çoğunluğunu temsil etmeyen bu sefil grubun hâline bıyık altından gülümsedim. Çünkü “Norveç’in İslamlaşmasını Durdurun” diyerek meydanlara çıkmak, adeta mühim bir hakikati tasdik ediyordu. Kur’ân’ı yakarak veya çöpe atarak İslam’ı durdurabileceklerini düşünmeleri ise, akıl tutulması yaşayan o ahmaklara, Allah’ın verdiği küçük düşürücü bir ceza gibiydi adeta, bir bakıma acizliklerinin ve ucubeliklerinin en açık ilanıydı dünyaya.

​Gösteri sırasında Kur’ân’ı Kerim’in yakıldığını görünce, her Müslüman gibi üzüldüm, kızdım. Lakin çok geçmeden, aslan yürekli bir genç atıldı alana, ahlaksızın haddini bildirdi. Kızgınlık ve öfkemin yerini sevinç ve tebrik aldı, “helal sana yiğit adam, seninleyiz, arkandayız” diye seslendim Türkiye’den Norveç’e. Öyle ya, kutsal bildiğimiz değerler ve mukaddesat uğruna, yapılmayacak fedakarlık, gösterilmeyecek kahramanlık yoktur inananların gözünde. Bir kötülük gördüğünde bile, onu önce eliyle, gücü yetmezse diliyle, ona da imkan bulamazsa kalbiyle buğzederek tavır alması tavsiye edilen insanların, kendi kutsal kitaplarının yakılmasına seyirci kalacaklarını düşünmek, doğrusu safdillik olurdu. Bizler