On yılını uzaklarda, belki hapiste, sürgünde ya da tımarhanede geçiren Heyula, sonunda eve dönüyor ve bize yolu, yolcuyu ve yolculuğu anlatıyor, yaşamı ve ölümü sorguluyor. Heyulanın Dönüşü'nün, bildiğimiz romanlara benzemeyen bir kurgusu var: Yaşamın mizahını olduğu kadar acısını da bütünüyle farklı bir gözle okuruna aktaran bir anti roman bu. Siyasi çalkantılarla başı dönmüş ülkemiz için, ''olacaklara'' ışık tutan, her zaman güncel kalacak bir anlatı.
''Bener, bugüne kadar hep belli süreçlerle değerlendirilmiş baskı dönemlerini bütün bir yaşayışımıza , toplumsal ve kişisel yaşayışlarımıza, savurup, fırlatıp atıyor.''
- Selim İleri
''Bener, bir dönem öyküsü yazarak, ezber bozan bir romancı kimliğiyle çıkıyor karşımıza.''
- Feridun Andaç
''Yiğit Bener'in bir gün mutlaka benzersiz bir şey yaratacağını düşünürdüm. Ama bir Heyula olarak karşımıza çıkacağı aklımın köşesinden bile geçmemişti.''
- Orhan Suda
''Karşıtlıklarla büklümlü bir biçim elde etmiş Yiğit Bener. Heyula gibi bir uyumsuza uygun bir dil. Kimi zaman kestirip atan, kimi zaman geveze, kimi yerde çocuk masumiyetiyle, kimi tepkili, kimi yerde bilgece...''
- Birsen Ferahlı