Bazı kapılardan bir kez geçince, hayat asla eskisi gibi olmaz…
"Zaten nicedir özlemiştim. Maltepe'deki arkadaşlarıma gittim.
Ön bahçede, tel örgüyle bina arasındaki dört-beş metrekarelik boşlukta dut ağacı var. Altına bi masa sekiz-on sandalye sığıyor. Gölgesine oturduk.
Ve, o ağacın gölgesinde oturan arkadaşlarımdan biri roman yazdı. İsmi, Kapı... Son rötuşları yapıyor, baskıya göndermeden önce göz atmam için bana verdi. İki gecede yuttum. Sanırım o gölgesinde oturdukları ağacın sihri var. Yıllardır bu kadar iyi kalem okumadım..."
-Yılmaz Özdil-
"Gerçekle kurgunun ustalıkla harmanlandığı bir yapıt Kapı. Düşündürücü olduğu kadar şaşırtıcı ve çarpıcı. Sizi alıp kendi dünyasına götürüyor. Başlayınca bırakamıyorsunuz elinizden. Cem Okyay'ın Kapı'sı bana doksan yıllık Cumhuriyet'imizin üç kapısı olduğunu da düşündürdü. Üçüncüsü ve şimdilik sonuncusu ise bir kirli paslı, ağır mı ağır demir kapıdır ki ülkenin asker kahramanlarıyla en seçkin kimi aydınlarının bedenleri ve kişilikleri, dışardakilerin de ruhları ve umutları üzerine acımasızca 'güm' diye kapatılmıştır."
-Orhan Karaveli-
"Bir hayalimiz vardı, vazgeçmedik asla..."
-D. İsmet Çınkı-