Kahramanımızın babası Kudüs’te kazı çalışmaları yapan bir arkeoloktur. Bir gün kazı çalışması sırasında bir yüzük ve eski bir kitap bulur. Kitabı okuyan ve yüzüğü parmağına takan arkeolog gizemli bir şekilde ölür. Yüzük ve eski kitap öğrenci yurdunda kalan oğluna kalır.
Kahramanımız, babasından kendine kalan bu yüzük ve kitabın gizeminden habersizdir. Bir gün yurtta hırsızlıkla suçlanır. Gece yarısı yurdu terk eden kahramanımız o gece için yurdun arka bahçesinde bulunan kütüphaneye gizlice sığınır. Kendisine yapılan haksızlığı sindiremeyen kahramanımız öfkesinden ve çaresizlikten ağladığında gözyaşı yüzüğün üstüne damlar.
Gizemli olan bu yüzük bütün sırları ve koruyucusuyla birlikte canlanır.
Yüzük Hz. Süleyman’ın Kayıp yüzüğüdür. Kitapta ise yüzüğün sırrı anlatılmaktadır. Kahramanımız bu kitabı okuyarak kendisini büyük bir maceranın içinde bulur.