ANASAYFA POPÜLER E-KİTAPLAR YENİ E-KİTAPLAR YAYINCILAR KATEGORİLER

Kürdan

Mıgırdiç Margosyan Aras Yayıncılık


9,00 TL

Satın al

Bu e-kitap için kiralama seçeneği mevcut değil.


Okuyabileceğiniz formatlar

EPUB formatı
Okuyabileceğiniz platformlar


Künye


Ürün Kodu
2071234500466

ISBN
-

ISBN (Basılı Kitap)
9786055753153

Yayınlanma Tarihi
-

Sayfa Sayısı
208

Dil
Türkçe

Kategoriler
EDEBİ KOLEKSİYONLAR / Denemeler

Kitap Hakkında

Aras Yayıncılık, Kasım 2009'da kitapçı raflarındaki yerini alan Zurna'dan sonra, Mıgırdiç Margosyan'ın çeşitli gazetelerde, o her zamanki sıcak, mizahi üslubuyla yazdığı yazılardan oluşan iki kitabı daha okurlarla buluşturdu: Margosyan'ın Yeni Yüzyıl ve Yeni Gündem yazılarını bir araya getiren Kürdan ve Evrensel'de yayımlanan makalelerinden yapılmış bir seçki olan Çengelliiğne.

1995'ten 2000'e uzanan bir dönemde Türkiye ve dünyada yaşanan olayları kapsayan bu denemelerinde Margosyan, siyasi, toplumsal ve kültürel gelişmelerin derinliklerinde yatan, çoğu zaman görülmeyen ya da görülmek istenmeyen olguları seriyor gözlerimizin önüne. Bunu yaparken, didaktik bir öğreticilikten her zaman uzak durmayı başaran usta yazar, kâh neşeli kâh hüzünlü bir dille, kalemini sorunların tam yüreğine daldırmaktan çekinmiyor.

Kürdan ve Çengelliiğne'yi okuyanlar, Türkiye'nin çok kritik bir dönemeçten geçtiği ve etkileri bugünkü pek çok gelişmeye de yansıyan yılları başka bir gözle anımsayacak; unuttukları, belki de unutturulan bir dizi olay üzerine bir kez daha düşünme fırsatı bulacaklar. Gazeteci Metin Göktepe'nin katledilişi; "Hacı-Bacı koalisyonu" döneminde yaşananlar; Güneydoğu'da süren savaşın yarattığı toplumsal tahribatın izleri; AB, insan hakları, Anayasa, azınlık hakları, Ermeni "mesele"leri... Hepsi orada. Yaklaşık altmış yıldır bu topraklarda olan biteni takip eden güvenilir bir dostun, deneyimle ve ustalıkla yoğrulmuş kaleminden...

Metin... Sevgili çocuk, bu benim "öte tarafa" yazdığım ikinci mektup. Birincisi anam Hıno'nun ardından yazıp postaya attığım mektuptu; aradan bunca yıl geçtikten sonra hâlâ cevap alamadım. Sabırla bekliyorum ama, daha ne kadar bekleyeceğimi de doğrusu bilemiyorum. Anam mektup yazmadı; çünkü okuma yazma bilmiyordu; ama sen yazmalısın. Sen "öte taraftan" bize yazmalısın; resimli haberler ulaştırmalısın bize!.. Unutma, ilk haberin başlığı senin de doğduğun Sivas'tan, Sivas ellerinden olmalı! Yaz bize; Sivas'ta, Madımak Oteli'nde yanan insanlar şimdi ne âlemdeler? Yaz bize; orada da "Sivas ellerinde sazım çalınır" türküsünü yine öyle coşkulu söylüyorlar mı? Maraş'taki insanlardan, orada katledilenlerden bahset; şimdi ne haldeler? Diyarbakır sokaklarında aç, perişan, kendi vatanında "sürgün" olan insanların dramını dondur objektifinde, ulaştır bize. Buralarda, bizim ellerde, cezaevlerindeki yaşam, oralardaki "cehenneme" mi benziyor, anlat biraz... En iyi haber nasıl verilir, senden önce oraya gönderdiğimiz diğer gazeteci abilerinden sorup öğren!
"'Metin' ve Utanç Meselesi", Evrensel, 14 Ocak 1996