“Seine Nehri’ne bakan köprünün demirliklerine tutunmuş, ay ışığının suyun üzerindeki aksini izliyordu, Aurélie. O Kasım ayında hayatında hiç olmadığı kadar mutsuzdu belki de. Elini tutan insanlar ansızın ortadan kaybolmuşlardı.”
Aurélie, Paris’in ara sokaklarından birinde babasından yadigâr tarifleri pişirip sunduğu ufak restoranında, sakin, sıradan ve mutlu sayılabilecek bir yaşam sürmektedir. Gelgelelim 2008 yılının Kasım ayı, hayatını küçük bir maceraya çevirecek gelişmelerin miladı olur. Önce ani bir kalp kriziyle babasını kaybeder, sonra erkek arkadaşı tarafından terk edilir.
Yağmurlu ve karanlık bir Paris akşamında bir kitapçıda keşfettiği Kadınlar Gülümseyince adlı kitap maceranın ilk adımı olacaktır. Çünkü roman onun restoranında geçmekte, ona çok benzeyen bir kadını anlatmaktadır.
Mönüde Aşk Var, kelimenin tam anlamıyla Parisli bir kitap. Fransız mutfağının dumanı üstünde yemek kokularının satır aralarında kol gezdiği, şehrin kafelerinde, bulvarlarında, kitapçılarında, parklarında hatta mezarlarında buluşan karakterlerin anbean Paris’i yaşadığı bu kitapta yazar dili ve üslubuyla, okurlarını Noel arifesinde aşk şehrinin kalbine davet ediyor.