Efendimizin amcası Hazret-i Ebû Tâlib, Hâşimî Hânedânı’nın, Hazret-i Peygamber’den önceki son temsilcisidir. Efendimizi küçük yaşında himâyesine alarak, kendi çocuklarından daha fazla ihtimam göstermiş, şefkat ve muhabbetle büyütmüş, her türlü hizmetini özenle eda etmiştir. Bu tutumu, Efendimizin risâletini ilanından sonra da devam etmiş, en zor zamanlarında hem Rasûlullah’ı hem de Müslümanları müdafaa ve himâye etmiştir.
Kureyşlilerin boykot uyguladıkları dönemde, iki dağ arasında bir derenin kenarında bulunan Şîbu Ebî Tâlib ismiyle meşhur mahallesinde, Hazret-i Hatice ile birlikte Müslümanların her türlü ihtiyacını karşılamıştır. Bununla da yetinmemiş, bulunduğu her mecliste Hazret-i Muhammed’i savunmuş; başta oğlu Hazret-i Ali olmak üzere, Hâşimi gençlerini etrafında toplayarak kılıcıyla Kureyşlilere karşı mücadele etmiştir. Peygamber Efendimiz de, amcasına büyük bir meveddetle bağlı idiler. Onun vefatından sonra o derece mahzun olmuşlardır ki, tam bir sene boyunca mâtemini tutmuş, her ismi geçtiğinde ona olan minnet, hürmet ve meveddetlerini izhar etmişlerdir…