Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864 - 1944), cumhuriyet dönemi popüler yazarları içinde kendine has bir yerde duruyor. Türkçesinin ulusal miras kabul edilecek düzeydeki güzelliği ve romanlarındaki toplumsal zenginlik bugün bile değerini kaybetmiş değil. Aksine 20. yüzyılın ilk yarısındaki İstanbul hakkında adeta bir sinema filmi veya bir belgesel gibi bugünlere bilgi taşıyor. Meşrutiyet ve mütareke yıllarını, cumhuriyet dönemini ve dünya savaşlarını yaşamış bir Hüseyin Rahmi var karşımızda. Bu zengin biyografiyi çok katmanlı İstanbul antropolojisi ile buluşturan romanlar yazıldığı veya bahsettiği dönemi okura capcanlı bir şekilde yaşatıyor.
Gerçek bir romancı duyarlılığı, noksansız bir okur saadeti. Hüseyin Rahmi Gürpınar metinlerinin hülasası da bu olsa gerek.
Papersense Yayınları, bu büyük yazarın romanlarını ve çevirilerini orijinal metinlerine sadık kalarak, sadeleştirmeden yayınlıyor.
Nimetşinas
Yine İstanbul, yine bir köşk ve yine bir kadın sorunu. Hüseyin Rahmi, Nimetşinas’ta, hizmetçi olarak girdiği konağın beyi ile (ikinci eş olarak) evlenmesi söz konusu olan Neriman’ı anlatıyor. Neriman ise evin hanımına karşı nankörlük yapmak istemediği için evliliğe mesafelidir. Nimetşinas, Neriman’ın bu ahlaki ikilemini anlatıyor. Arka planda ise Hüseyin Rahmi’nin toplumun kadınlara bakışına getirdiği eleştiri var.