17. sayımızla huzurlarınızdayız.
Bir önceki sayımızda yayın periyodumuzu 3 aydan 2 aya çektiğimizi söylemiştik. Açıkçası bu kadar büyük bir sevinçle karşılanacağını bilmiyorduk. Güzel temennilerini bizimle paylaşan tüm okuyucularımıza kalpten teşekkür ederiz. Biz de sizler gibi, daha sık görüşeceğimiz için çok mutluyuz. Bu heyecanla yine seveceğinizi umduğumuz bir sayı hazırladık.
Abonelik kampanyamıza gösterdiğiniz ilgi ayrıca takdire şayan. Abone sayımızın artması derginin istikrarı ve ekonomik döngüsü için büyük önem taşıyor. Bunun altını çizmek isteriz. Bu yüzden sevdiklerinizi Okur’la buluşturmak için onlara abonelik hediye edebileceğinizi hatırlatmak isteriz. Okur’u yeni okuyucularla buluşturmak için desteklerinizi bekliyoruz.
5. yılımıza giriş yaptığımız bu sayıda yine dolu dolu bir içerikle karşınızdayız. 181 kitaptan söz ettiğimiz sayfalarımızda, doyurucu bir dosya, onlarca nitelikli kitap tahlil yazısı, ilgi çekici köşe ve bölümler; yayın dünyasından haberler, çeviriler ve söyleşiler ile karşılacaksınız.
Sesli kitapların bir süredir ülkemizde ve dünyada ciddi anlamda karşılık bulduğu herkesin malumu. Önceden radyolar için yapılan sesli tiyatrolardan ya da internet ortamında korsan olarak üretilen seslendirme kitaplardan bugün çok daha özel bir aşamaya geldik. Profesyonel seslendirmeler, telif hakları alınmış eserler gayet şık uygulamalar içinde makul fiyatlarla ve çok seçenekli olarak önümüze geliyor.
Büyükşehirlerde trafikte geçirilen sürenin artması, uzun yolculuklar için anlamlı bir vakit geçirme eylemine dönüşmesi, beyaz yakalıların kitap okumaya yeterince vakit bulamaması (!) ve üstüne üstük salgın şartlarının oluşturduğu zorunlu durumlar, sesli kitapların yükselişini hızlandırdı. Her bakımdan büyük kolaylık ve güzel bir imkan fakat yeni sorular da var: Okurluğun dinleyiciliğe evrilmesi, yani etken iken edilgin olmayı tercih etmenin riskleri var mı? Kitap dinlemek okumak gibi olur mu? Okurluğun formu değişiyor mu? Sesli kitaplar uzun vadede yayıncılığı nasıl etkiler? Tüm bunları ve daha fazlasını Selim Tiryakiol’un hazırladığı Sesli Kitaplar dosyamızda bulabilirsiniz.
Son yıllarda peşpeşe hatıra türünde yayınladığı kitaplarla ve gündelik hayat sosyolojisi alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Necdet Subaşı ile geniş söyleşimizi kaçırmamanızı öneririz. Ayrıca Melis Rozental, Mustafa Uslu ve Ramazan Arıtürk söyleşilerimizi de hatırlatmak isteriz.
“Benim Yazarlarım” isimli yeni köşemizin bu sayıdaki konuğu Ahmet Murat. Benim yazarlarım diyerek aslında ne yapıp edip rotayı yine kendimize yönelttiğimizin altını çiziyor.
Simon Critchley’in The Guardian’da Heidegger üzerine yazdığı makaleleri çevirmeye devam ediyoruz. Sondan bir önceki metin vicdanı konu ediniyor.
Dünya Ne Okuyor, Türkiye Ne Okuyor, Kitap Haberleri, Çocuk Edebiyatı Kitaplığı gibi çok sevilen köşelerimiz yine zengin içeriği ile sizleri bekliyor.
2021’in 2020’dan çok daha iyi geçmesini; sağlık, sıhhat ve afiyet içinde bu yılı tamamlayıp güzel sayılarla sizlerle buluşmayı diliyoruz.
Bize görüşlerinizi yazmak ya da katkı sunmak isterseniz [email protected] ’a mail atmanız yeterli.
Saygılarımızla.