ANASAYFA POPÜLER E-KİTAPLAR YENİ E-KİTAPLAR YAYINCILAR KATEGORİLER

Orsam Rapor Sayı: 34 - İran’ın, Hindistan ve Pakistan Siyasetinde Afganistan ve Taliban Etkisi

Hüsna Taş Yetim Ortadoğu Yayınları


7,50 TL

Satın al

Bu e-kitap için kiralama seçeneği mevcut değil.


Okuyabileceğiniz formatlar

PDF formatı
Okuyabileceğiniz platformlar


Künye


Ürün Kodu
2071234659027

ISBN
-

ISBN (Basılı Kitap)
-

Yayınlanma Tarihi
2022-01

Sayfa Sayısı
38

Dil
Türkçe

Kategoriler
SİYASAL BİLİM / Karşılaştırmalı Politika

Kitap Hakkında

2019 yılında Katar’ın ev sahipliğinde ABD-Afganistan arasında yapılan barış görüşmeleri ABD ve NATO askerlerinin 31 Ağustos 2021’de Afganistan’dan çekilmesiyle sonuçlandı. Taliban’ın, Washington’ın çekilmesinden on beş gün sonra ülkenin başkenti Kabil’i ele geçirerek ülke yönetiminde sağladığı tam kontrol, küresel ve bölgesel aktörlerin yanı sıra Avrasya’ya ilgisi olmayan aktörlerin dahi Afganistan ve Avrasya’ya yönelik siyasetini etkilemiş durumda. Söz konusu aktörlerin, Afganistan kaynaklı gelişmelerin bölgesel, güvenlik ve ekonomik çıkarlarına yönelik oluşturması muhtemel olan risk ve fırsatları göz önünde bulundurarak dış politikalarını, iş birliklerini ve ittifak tercihlerini gözden geçirmeye yöneldikleri dikkat çekmektedir.

 

Afganistan’a yönelik politikalarını gözden geçiren ve ülkedeki gelişmelere yönelik aktif bir diplomatik davranış geliştiren ülkelerden birisi de İran’dır. Afganistan, sahip olduğu maden kaynaklarından ve önemli stratejik konumundan dolayı diğer bölgesel ve küresel aktörler gibi İran için de önemli olagelmiştir. Afganistan’daki Şii ve Fars azınlıklar (Hazaralar-Tacikler), Tahran’ın ülkedeki çıkarları, Afganistan’ın İran mallarını ve doğal gazını Orta Asya’ya ulaştırma bağlamında sahip olduğu jeostratejik konumu, Afganistan ile paylaştığı uzun sınırın güvenliğine yönelik oluşturduğu uyuşturucu, göç ve insan kaçakçılığı gibi meseleler İran’ı dönemsel olarak Afganistan’da ortaya çıkan gelişmelere duyarlı kılan diğer nedenlerdir. Söz konusu nedenlerle İran, Afganistan ve Avrasya coğrafyasında ortaya çıkan konjonktürel gelişmelere yönelik farklı politikalar takip etmiştir. İran, Afganistan’ın Sovyet işgali altında olduğu 1979-89 döneminde ülkedeki Şiileri “müdahalesizlik” stratejisi üzerinden desteklediği bir politika takip ederken, 1990’larda Tacik ve Hazaralar’dan oluşan “Kuzey İttifakı’nı” aktif olarak desteklemiş ve 2001 sonrası dönemde ise ülkedeki (ekonomik) nüfuzunu arttırmaya yönelmiştir. Bir diğer ifadeyle Tahran’ın Afganistan’a yönelik dış politikası tepkisizlikten, aktif müdahaleciliğe, ideolojik yaklaşımdan son kertede ülkede etki alanı oluşturma aşamasına ulaşmıştır.

 

Geçmiş dönemlerde Taliban’ı ideolojik bir düşman olarak tanımlayan ve örgütle herhangi bir iletişim kurmaya yanaşmayan İran’ın, ABD sonrası dönemde Taliban politikasında önemli bir değişikliğe gittiğine tanıklık etmekteyiz. Tahran 2019’da ABD’nin ülkeden çekileceğine dair haberlerin gündeme taşınmasıyla birlikte Taliban’a diplomatik görüşme davetlerinde bulunmuş, 2021 Temmuz ayı itibarıyla ABD birliklerinin ülkeden çekilmeye ve Taliban’ın ülkenin birçok kentini ele geçirmeye başlamasının ardından ise Afganistan’ın geleceği meselesini tartışmak üzere Afgan hükûmeti ve Taliban temsilcileriyle bir dizi görüşmelere ev sahipliği yapmıştır. Bununla birlikte İran Dışişleri Bakanlığı, Rusya Dışişleri Bakanlığı ve Taliban heyetleri arasında yakın zamanda Tahran’da üçlü bir görüşme gerçekleştirilmiştir. Bu durum, İran’ın bu girişimlerini diplomatik düzeyle mi sınırlı tutacağı yoksa gelecekte siyasi ve ekonomik alanlara da mı taşıyacağı sorusunu kritik bir hâle getirmektedir. Yapılan analizlerde İran’ın, Taliban’a yönelik gittiği politika değişikliği Afganistan’daki Şii azınlıklar, İran’ın ülkedeki yatırımlarının geleceği meselesi, uyuşturucu ticaretinin ve terörün ülke sınırlarını aşması ihtimali gibi güvenlik, ekonomik ve bölgesel kaygılar üzerinden açıklanmaktadır.

 

Söz konusu kaygıların sonucu olarak İran’ın Afganistan siyasetinde ortaya çıkan değişimin, Asya’nın iki önemli bölgesel gücü Hindistan ve Pakistan ile ilişkilerini de etkileyecek bir süreci de beraberinde getireceği aşikârdır. İran tarihsel olarak Hindistan ve Pakistan ile Asya’daki çıkarlarını korumak, ezeli bölgesel rakibi Suudi Arabistan’ı dengelemek, doğal gaz ve petrol başta olmak üzere çeşitli ticari mallarını Çin, Hindistan ve Orta Asya’ya ulaştırmak ve geleneksel düşman olarak tanımladığı ABD yaptırımlarına karşı bir denge oluşturmak gibi çeşitli nedenlerle ilişkilerini geliştirmektedir. Ancak bu ilişkilerin genel seyri Afganistan kaynaklı gelişmelerden her daim etkilenmektedir.  

 

İran 1990’larda Afganistan’daki Taliban tehdidine karşı Hindistan ile yakın iş birliği geliştirmiş, iki ülke Pakistan destekli unsurların (Taliban) ülkede siyasi güç elde etmemesi, bu gücü elde etmeleri durumunda ise kalıcı olmaması için ve Pakistan’ın Afganistan üzerindeki etkisini azaltmak için birlikte hareket etmişlerdi. Tahran ve Yeni Delhi, ABD askerlerinin ülkeden çekilmesi konusu gündeme geldiğinde Taliban’ın ülke yönetimine yeniden gelmesi ihtimalinden endişe duymuştur. Taliban’ın, ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmesinden sadece on beş gün gibi kısa bir süre içerisinde ülkede tam kontrolü sağlaması ise İran ve Hindistan’ın söz konusu endişelerine çarpan etkisi yapmıştır. Bu kaygılar Tahran’ı yeni dönemde Taliban yönetimini her ne kadar resmî olarak tanımamış olsa da örgütle ilişki kurma çabasına yöneltirken, Yeni Delhi yönetimi ise Afganistan politikasını yeniden şekillendirmek için Taliban’ın kendisine yönelik izleyeceği siyaseti beklemektedir. Bu bağlamda İran’ın, Taliban siyasetindeki güncel değişimin Orta Asya siyasetinde oldukça önem arz ettiği ve uluslararası ve bölgesel düzlemdeki kutuplaşmalara karşın ilişkilerini sürdürme iradesini sürdürdüğü Hindistan ile ilişkilerini nasıl etkileyeceği konusuna bakmayı değerli kılıyor. Bununla birlikte Hindistan’ın, çok sayıda stratejik ve güvenlik çıkarının olduğu Afganistan’a erişimi açısından da hayati bir önem atfettiği İran’ın, Taliban’la yakınlaşma çabalarını nasıl değerlendirdiğinden de bahsetmek gerekiyor.

 

Taliban yönetimiyle birlikte Pakistan’ın, örgütle olan tarihsel yakın ilişkileri nedeniyle Afganistan üzerindeki etkisinin artmasının kuvvetle muhtemel olduğu belirtilmektedir. Pakistan’ın etkili olduğu Afganistan, geçmişte ülke siyasetinde karşı kutuplarda yer almış olduğu İran ile ilişkilerinin geleceği üzerinde de durmaya yönlendiriyor. Analistler Moskova’nın çekilme sonrası Afganistan üzerindeki nüfuzunu arttırmak için Hindistan’dan ziyade Pakistan’ı tercih etmesinin İran ve Pakistan arasında Afganistan siyasetinde iş birliğini mümkün kılma potansiyeline sahip olduğunu ve bu olasılığın gerçekleşmesi durumunun Tahran-Yeni Delhi ilişkilerine olumsuz sirayet edeceğini belirtmektedir.

 

Kısacası, İran’ın “II. Taliban döneminde” Afganistan siyasetini nasıl şekillendireceği Hindistan ve Pakistan ile ilişkilerine gelecekte yakından sirayet edecektir. Söz konusu bilgiler doğrultusunda bu rapor öncelikle İran, Pakistan ve Hindistan’ın Afganistan siyasetinin tarihsel arka planına değinecek, sonrasında Tahran’ın, Yeni Delhi ve İslamabat ile ilişkilerini tarihsel düzlemde ele alacak, ardından çekilme sonrası dönemin İran’ın, Afganistan ve Hindistan’a ilişkin siyasetinde hâlihazırda yol açtığı ve gelecekte açması muhtemel olan değişimleri analiz edecektir.