Übey bin Ka’b anlatıyor:
“Hz. Peygambere, Ya Resulullah!” dedim. “Ben sana çok salâvat-ı şerife getiriyorum. Acaba ne kadar salâvat-ı şerife getirmem gerekir?”
— Dilediğin kadar.
— Dualarımın dörtte birini salâvat-ı şerife’ye ayırsam uygun olur mu?
— Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur.
— Öyleyse duamın yarısını salâvat-ı şerife’ye ayırayım.
— Dilediğin kadar yap. Ama daha çok yaparsan senin için hayırlı olur.
— Şu halde üçte ikisi yeter mi?
— İstediğin kadar yap. Ama arttırırsan senin için hayırlı olur.
— Öyleyse duaya ayırdığım zamanın tamamında sana salâvat-ı şerife getirsem nasıl olur?
— O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar.
“Benim kardeşlerim beni görmedikleri halde bana iman edenlerdir.” hadisi çerçevesinde Allah Resulü (s.a.v.) bizlere ‘kardeşlerim’ olarak hitap ediyor. Ona kardeş olabilmek en büyük paye ve lütuftur.
Evet, seven sevdiğine itaat eder, seven sevdiğine benzemek ister. Öyleyse “Peygamberimize Nasıl Kardeş Oluruz” sorusunun cevabı; ‘Onu anarak, Onun gibi yaşayarak’ olmalıdır.