Unutma! Allah dilerse dağlar yürür, denizler kum olur, gökyüzü dürülür, yıldızlar dökülür. Her şeyin sahibi Allah, kulunu yalnız bırakmaz. Allah’a güven, iman ipine sımsıkı sarıl, tevekkülü elden bırakma.
Her şey bir adak ve bir dua ile başladı.
Meryem, Allah’a ibadet edendi. Meryem Allah’a adanmıştı.
Meryem, İmran’ın yetimi,
Meryem, Hanne’nin hasreti,
Meryem, Mabed’e kabul edilen ilk kız,
Meryem, Mabed’in hizmetkârı,
Meryem, iyilik meleği...
Meryem’in başı önde, gözleri yerdeydi. Meryem, Rabbiyle baş başa, O’nun yolundaydı, O’nun huzurundaydı. Elbette huzurluydu.
Meryem, iffetin kendisiydi. İffet, Meryem’in her hâliydi.
Gözlerinde iffet, kalbinde iffet, dilinde iffet, yürüyüşünde iffet, duruşunda iffet...
Korkusuzdur Meryem. Ne ölümden, ne insanoğlundan... Tek korkusu, beklenen Mesih’e, emanete iyi bakamamak. Allah’ın Kelimesi’ni insanlıkla buluşturamamak...
İmran’ın kızı, Meryem! Sen sükûtunla kazanacaksın!
İlla edep, illa iffet...