“Şeyh Said Kıyamı Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli hadisesidir. Çünkü yeni rejimin tüm sacayakları hadiselerin bastırılmasının ardından oluşan elverişli ortamda hayata geçirilebilmiştir. İstiklâl Mahkemeleri ve Takrir-i Sükûn Yasası marifetiyle ülke sathındaki tüm muhalif unsurlar kıyamla bağlantılı oldukları ya da kıyama sebebiyet verdikleri iddiası/gerekçesiyle ya susturulmuş ya da ortadan kaldırılmıştır. Bunların başında da Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, basın ve ülke sathında İslami kimliği temsil eden kanaat önderleri, mütefekkirler, şeyhler vb. gelmektedir. Böylelikle ülke insanının tenkil, taktil, tehcir, inkâr ve asimilasyon politikalarıyla “tedip” edilmeye çalışıldığı ve dikta (Tek Adam) rejiminin tüm özelliklerini barındıran bir döneme geçilmiştir. Bu yıllar, Türk Ulus kimliğinin inşası adına, hem İslam düşmanlığının hem de Kürt kimliğini inkârın birlikte yürütüldüğü ve günümüzde halen devam eden sorunların üretildiği dönemdir.
Bu çalışmanın yapılış amacı hem bu dönemi ve ardından gelen gelişmeleri analiz etmek, hem de gerek Cumhuriyet döneminde gerekse günümüzde Şeyh Said Kıyamı’na yönelik serdedilen Kemalist, Komünist-Sosyalist, Kürt Ulusalcısı ve İslamcı politik tahlillerin anakronik yönlerini ortaya koymaktır.”