“Artık hiçbir ıstıraptan ve azaptan korkmuyorum. ‘Nöbet saatin geçti, artık dinlen,’ diyecek ölüm borusu çalıncaya kadar insanlık vazifemi yapacağıma sana söz veriyorum Kâmuran. Ve bunu söylerken aşkımızın şimdi muhafızı olmaya lâyık olduğumu hissediyorum. Allaha ısmarladık, Kâmuran! Sana ithaf ettiğim ömrüm, bu Son Eserim['in] herhangi şaheserden fazla sana lâyık olduğuna eminim.”
Halide Edib Adıvar'ın 1913 yılında Tanin gazetesinde tefrika edilen romanı Son Eseri, yazarın erken dönem yapıtları arasında yer alıyor. Roman, 'Bence yazmak, yaşamakla bir. Tıpkı baharda yapraklanan ağaçlar, tomurcuklanan çiçekler gibi,' diyen ünlü romancı Feridun Hikmet'le genç kadın ressam Kâmuran'ın ümitsiz aşkını anlatıyor. Feridun Hikmet, karısını elinden aldığı Asım Bey'in, Kâmuran'ın ağabeyi olduğunu öğrenince önce içine kapanıyor, ama sonra aşkın coşkusu galip geliyor. Son Eseri, sağlam psikolojik çözümlemelerle dolu, önemli bir roman.