“’biz kaç kişiyiz ibrahim?’ demiştim
kaldırmıştı sağ elini doğrultmuştu parmağını bir
silah gibi
sokaklarda kan
sokaklarda cesetler değil
özgürlük geziyor ibrahim
saklanmıyoruz işte kaçmıyoruz
bakmıyoruz artık arkamıza
yürümüyoruz yürümüyoruz ibrahim koşuyoruz
uslanmıyoruz bakıyoruz işte dik dik firavun’un da gözlerine
insan gibi ölmek için ölüyoruz ibrahim
yaşamak için insan gibi
ellerimi verdim ibrahim ayaklarımı
yemyeşil gözlerini kızlarımın oğullarımın
masmavi geleceğini
ağlamıyorum ibrahim ağlamıyorum
bakma sesimin titrediğine
kapansa da tüm kapılar yüzümüze”