Kitap 1990’lar sonrasında gelişen “performans toplumunu” değişik veçheleriyle inceliyor. Batı’da on dokuzuncu yüzyılda kurulan “aldatıcı görünüşler dünyası”nın yirminci yüzyılın ilk yarısında kültür endüstrisinin gelişmesiyle daha da güçlendiğini, 1960’larda gösteri toplumuna dönüştüğünü, 1990’lar sonrasında ise toplumsal yaşamın bir çok alanının bir performans atmosferi içinde yeniden şekillendiğini, teatral bir boyut kazandığını, öğretim üyelerinin, siyasetçilerin performans sergileyen aktörlere dönüştüğünü, tüketicilerin tüketime ve eğlenceye daha fazla katılabilmesi için interaktif araçlar geliştirildiğini anlatıyor.