Ene’l-Hakk sadâsını çıkaran Mansûr değil sensin. Erinî niyâzı ile Tûr’da feryâd eden sensin. Tecellî eden nûrun sahibi de tâlibi de sensin. Bir taraftan Yûsuf şivesiyle kendini ayân edersin, bir taraftan Yâkup kıyafetiyle Yûsuf’a nazar edersin. Önce âlemde her güzelin güzelliğiyle cilve edersin, sonra âşık gözüyle onları seyredersin. Güzelliğinin cilvesi şekilden uzaktır. Fakat cümle şekillerde tecellî etmek hikmetin, kudretinin îcabıdır. Âleme zerreler sûretinde tecellî ederek gâh hûri ve gâh beşer şeklinde görünürsün. Ama sonradan ortaya çıkmaktan münezzeh olman nedeniyle sana ne beşer ne de hûri diyebilirim. Bu sûretlerin cümlesi seni gizleyen perdelerindir.