Yok oluş da, kurtuluş da bizim elimizde. Seçim yapma sorumluluğu bize düşüyor.
Susanna Tamaro okurlarını "karası" düşüncelerden, "denizi" kelimelerden oluşan adasına davet ediyor. Var Olan Ada, yazarın kimi gazetelerde yayımlanmış kimi bugüne kadar hiç gün yüzüne çıkmamış yazılarından oluşuyor. Tamaro tıpkı diğer kitaplarında olduğu gibi burada da yaşamı sorguluyor ve insanın iç huzuru, ölüm, yaşam, din üzerine düşündüklerini paylaşıyor.
"Eninde sonunda önümüzde iki yol açılacaktır. Ya sahip olmak için yaşayabiliriz ya da inanç birliği için. Ya kudret için yaşayabiliriz ya da aşk için. Ya mutlak olduğuna inandığımız kendi dar ufkumuzla yaşayabiliriz ya da alçakgönüllülükle, sınırlı bir görüşe razı oluruz ve bu görüşte hayat şimdi, ebediyen olacağı üzere olağanüstü bir gizemle ortaya çıkar ve gizem bizden mutlak saygı bekler.
Dünyamızın önünde bulunduğu yol ayrımı budur: 'Her şey mümkündür ve meşrudur,' diyen Faustvari çılgınlık içinde devam etmek ya da durmak ve rotayı değiştirmek."
Gerçekten her şeyin yanıtını dış dünyada mı arıyoruz? Zihnimizde aynı düşünce dönüp duruyor: Bu adadan kurtarılmayı mı bekleyeceğiz yoksa mutluluk içinde yaşamayı mı öğrenmeye çalışacağız?