MERHABA değerli dostlarımız,
Dış dünyamız mevsim be mevsim değiştiği gibi iç dünyamız da sürekli halden hale başkalaşıyor. Bazen içimizde dört mevsimi bir günde yaşıyoruz.
Bir haber âlemimizi kışa çevirirken, bir haberle bahar havası geliyor gönlümüze...
Böyle bir ortamda ne yapmak lazım?
Her şeye yetişecek gücümüz yok, her şeyi görecek gözümüz yok, her şeye uzanacak elimiz yok, her şeyi bilemeyiz, her şeyi çözemeyiz…
Ömrümüz gibi gücümüz de imkânlarımız da sınırlı. Öyleyse ne yapmalıyız? Seçmeliyiz; faydalıyı faydasızı seçerek yaşamalıyız. Ömrümüzü verdiğimiz şeylerden buna karşılık ne aldığımızın hesabını yapmalıyız. Sonuçta bir alışveriş yapıyoruz ve en değerli sermayemizi, yani ömrümüzü dakika dakika veriyoruz…
Elma-armut alırken üç kuruşun hesabını yapan bizler; saatlerimizi, günlerimizi, aslında tek sermayemiz olan ömrümüzü nerelere harcadığımızın da hesabını yapmalıyız ki sonunda iflas etmeyelim.
* * *
Kur’an hayat kitabımızdır. Bize hayata bütün olarak bakmayı öğretir. Kötülüklerle birlikte iyilikleri, şerlerle birlikte hayırları görmemizi sağlar.
Nimetleri hatırlattığı gibi musibetleri de hatırlatır.
Fırsatlara teşvik ettiği gibi, tehlikelere karşı da uyarır. Bu sebeple dinin yarısı sabır, yarısı da şükürdür; hayat da böyledir…
Kur’an sadece nimetleri değil, onları vereni de bildirir. Kâinatta esas olanın hayır, rahmet ve iyilik olduğunu bildirir. Kötülükler ise hayırları göstermek, hayırlara hizmet etmek için vardırlar; çünkü biz her şeyi zıttıyla anlar ve biliriz. Karanlık olmadan ışığı, hastalık olmadan sağlık ve afiyeti, cehalet olmadan ilmi, zahmet olmadan rahmeti.. bilemeyiz, tanıyamayız. İşte bu sebeple musibetler, kötü görünen şeyler, ya nimetleri göstermek, ya günahlara kefaret ya da ebedi hayatımızı korumak için bizi uyandıran ikazlardır. Sonuçları, hikmetleri, faydaları hayır ve iyilik olduğu için de müminler hakkında şerler de hayırdır, rahmettir ve iyiliktir. Yeter ki aklını kullanıp gerekli tedbirleri alsın… Bu sırrı bilenler bu sebeple hastalık ve musibetlere ‘hediye’ demişler.
Evet, bizler Müslümanlar olarak Rehberimiz Muhammed aleyhisselamdan, “asıl hayatın ahiret hayatı olduğunu” ders almışız. Ölçümüz oraya göredir. Ahirette iyi sonuç veren dünyada olumsuz ve kötü görünse de iyidir; ahirette kötü sonuç veren şey, dünyada iyi ve güzel görünse de kötüdür. Allah’ın kapattığı kapı ya uçuruma, ya cehenneme çıkıyordur. Böyle bakıp başımıza gelen şeylere sabreder, mazhar olduğumuz
nimetlere şükrederiz. Çünkü bizi rahmetiyle kuşatan bir Rabbimiz var ve bizi ebedi saadetlerine, nimetlerine davet edip onlara erişmemizi murad ediyor. Bunun yolunu da Resulullah’ın (asm) yolu ve sünneti olarak bildiriyor. Rabbimiz bizleri sırat-ı müstakimde daim eylesin.
* * *
Ömrümüze değer, hayatımıza hayat katması niyetiyle hazırladığımız Mart 2020 sayımız da elinizde. Emeği ve katkısı olan herkesi tebrik ediyoruz.
Hepimiz bu hayrın içindeyiz hamdolsun.
Kimi yazarak, kimi hazırlayarak, kimi de abone olarak ve abone yaparak bu güzel niyetlerin gerçekleşmesine ve devamına sebep oluyor. Duamız bu: Allah (cc) bu yaptığınız hayrı kabul etsin;
hem dünyada hem de ahirette karşılığını bol bol versin. Rabbimiz Zafer Dergimizi ve güzel hizmetini kıyamete kadar daim eylesin. Amin.
* * *
Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…
Dua eder, dualarınızı bekleriz.