...İnsanlar bir şeyin başına toplanmış, bazıları ağlamaktan kendini alamamış, ağıtlar yakıyordu ama neden ağlayanlar benim ailemdendi? Yanlarına yaklaştım. Baktım en çok ağlayan annemle ablamdı, bir de eşim tabii. Babamsa komşuların yanına geçmiş, gitti çocuk, gitti diye anlatıyor. Kim bu çocuk? Nereye gitti? Neden bu kadar üzülüyorsunuz? Kimse sesimi duymuyor. Odaların birinde kalabalık daha fazlaydı. Yanlarına gittim, beyaz bir çarşafa sarılı birinin başında toplanmışlar. Anam, gitti yavrum deyip ellerini dizlerine vuruyor. Ablam zaten hasta, daha da perişan olmuş vaziyette. Kalabalığı yararak çarşafa sarılı kişinin yanına geçtim. Çenesi bağlı, açık yüzünü görünce gözlerim fal taşı gibi açılıverdi. Korkudan elim ayağım titremeye, gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Nasıl olduğunu anlayabilmiş değildim. Çünkü ortada yatan kişi bendim...