“Adı ne olursa olsun, bir kısım güçler, İslâmiyet’i, Anadolu ve Mezopotamya’dan tümü ile söküp Arap Yarımadası’na kovmak ve oraya hapsetmek istiyor.”
“Irak parçalanır ve Bağdat Şiî egemenliğine geçerse, Türkiye, güneyinden de sarılmış olacağından İran’la savaş kaçınılmaz hâle gelecek. Vekalet savaşı değil, fiili ve doğrudan bir savaş.”
“Bütün komşularıyla düşman hâle gelmiş ve bu düşmanlara karşı İsrail ve Batı’yla ölümüne ittifak eden bir Kürdistan düşünülüyor. Batı destekli Büyük Kürdistan, ikinci İsrail’den başka bir şey olmayacak.”
“Ankara’daki sistem aynısıyla kaldıkça sistemin kendi muadilini Diyarbakır’da üretmesi kaçınılmazdır. Ulus devletten çıkılması lazım. Burası bir imparatorluk bakiyesi ve bu bakiyenin mantığı üzerinden yeni bir yapılanma lazım.”
“Nihayetinde bu ümmet, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin sıyanet ve hürmetini tutmadı, birini Mısırlı isyancılara, diğerini de Haricilere yem etti. Bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde bu hürmetsizlik vardır.”
***
Müfit Yüksel, bugün Ortadoğu’da yaşanan çalkantıları, tarihî perspektif içerisinde anlamlandırarak geleceğe yönelik ufuk açıcı serimler ortaya koyuyor. Ortadoğu’nun şekillenmesinde önemli bir rol oynamaya başlayan Kürtlerin, bu rollerinin nasıl olması gerektiği üzerinde çıkarımlarda bulunuyor.