Kimi aşklar, felaketi olur âşıkların.
Dumas, geçmişte yaşadığı bir aşk macerasından izler taşıyan ve Verdi’nin
La Traviata operası dahil birçok esere ilham kaynağı olan bu romanında, engellere göğüs gerse de felaketle sonlanan tutkulu bir aşk hikâyesi anlatıyor.
Dumas, Marie Duplessis’yle yaşadığı trajik aşk hikâyesini anlattığı Kamelyalı Kadın’la henüz yirmili yaşlarının başında edebî rüştünü ispatlamıştır. Önce okuru büyüleyen roman, yazımından kısa bir süre sonra tiyatroya uyarlanmasının ardından da İtalyan besteci Guiseppe Verdi’yi etkisi altına almış ve La Traviata’nın ilham kaynağı olmuş, günümüze dek birçok kez beyazperdeye uyarlanmıştır.
19. yüzyıl Fransa’sını arka planına alan roman, genç hukukçu Armand Duval ile Paris’in en güzel kurtizanı, yakasındaki kamelyalarla âşıklarına göz kırpan Marguerite Gautier’nin yasak aşkı üzerinden dönemin masumiyet ve ahlak anlayışına kafa tutarken, sosyal yaşamı da gözler önüne serer.
“Tüm zamanların en muazzam aşk hikâyelerinden biri.”
Henry James
#dünyaklasikleri #fransızklasikleri #yasakaşk #parissosyetesi #sosyalsınıflar #umutsuzluk
—-
ALEXANDRE DUMAS, 1824’te Üç Silahşörler’in yazarı Alexandre Dumas’nın evlilik dışı oğlu olarak Paris’te doğar. 1831’de baba Dumas oğlunu resmî olarak kabul eder ve eğitimini desteklemeye başlar. Institution Goubaux ve Collège Bourbon’da eğitim gören Dumas, gayrimeşru bir çocuk olarak görülmesi nedeniyle sık sık zorbalığa maruz kalır. Yazar olmak için okulu bırakır ve tüm zamanını yazmaya ayırır, fakat bu durum maddi sıkıntılar yaşamasına neden olur. Henüz 20’li yaşlarının başındayken büyük borcu olan Dumas bu yüzden, Saint Germain-en-Laye’ye taşınıp eşinden ayrılan babasıyla yaşamak zorunda kalır. Burada varlıklı soylularla ilişkiler yaşayan Marie Duplessis’yle tanışır ve yaşadıkları ilişki en ünlü romanı Kamelyalı Kadın’a konu olur. 1867’de yarı otobiyografik romanı L’Affaire Clemenceau’yu (Clemenceau Olayı) yazar ve büyük başarı yakalar. 1874’te Académie Française’e kabul edilir, 1894’te Légion d’Honneur’e layık görülür. 1895’te Maryle Roi’da yaşamını kaybeder ve Paris’te defnedilir.
CANAN ÖZATALAY, 1978’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra lisansını İstanbul Üniversitesi’nde, yüksek lisansını Rouen Üniversitesi’nde Karşılaştırmalı Fransız Edebiyatı alanında yaptı. Aralarında Henri Troyat’nın Tolstoy, Gustave Flaubert’in Doğu Seyahati, André Compte-Sponville’in Cinsellik, Aşk ve Ölüm, Jean-Claude Kaufmann’ın Tek Yatakta İki Kişi kitaplarının da yer aldığı çok sayıda çevirisi bulunuyor. Çevirinin yanı sıra Fransızca öğretmenliği yapıyor.