Afrika ülkeleri, günümüzde kolonyalizm ile neo-kolonyalizm ikileminde tutulmaya çalışılıyor. Türkiye’nin özellikle 2000’lerde geliştirdiği ve kapsamı giderek genişleyen Afrika vizyonu ise bu ikilemi kırmakla kalmayıp aynı zamanda ciddi bir alternatif olarak ön plana çıkıyor. Nitekim Türkiye’nin Afrika’ya yönelik karşılıklı kazanmaya dayalı ve insanı merkeze alan samimi, şeffaf, adil ve eşitlikçi yaklaşımı kıta ülkelerinden de ciddi bir karşılık buldu.
Afrika, algısal düzeyde uzak, gelişmemiş ve sorunlarla yaşamaya mahkum bir kıta görünümündeyken, gerçekliklerin etkisiyle bu algı gün geçtikçe olumlu anlamda değişiyor. Bu nedenle oryantalist bakış açısından sıyrılıp Afrika’nın dinamiklerini anlamak önemli. Zira Afrika’yı homojen bir bütün olarak ele almak bir noktaya kadar mümkün olsa da kıtada benzerlikler olduğu kadar farklılıklar ve kendine özgülükler de bulunmakta. Bu sayıda Emine Erdoğan Hanımefendiyle Afrika’nın benzerlik ve farklılıklarını konuştuk. Afrika’ya yönelik ilgisini, kaleme aldığı Afrika Seyahatlerim başlıklı kitabıyla da ortaya koyan Emine Hanım, Afrika ülkelerine yönelik gözlemleri ve Türkiye’nin Afrika’ya yönelik nev-i şahsına münhasır yaklaşımı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“Afrika Yakınımızda” mottosuyla, Türkiye açısından Afrika ve Afrika’daki Türkiye’yi kapsamlı bir dosya ile ele aldık. Türkiye’nin Afrika vizyonunu Burhanettin Duran çerçevelendirirken, bir Türkiye burslusu olan Somali Adalet Bakanı Abdulkadir Mohamed Nur Türkiye’nin ülkesine yönelik yaklaşımını “Afrika’da doğan Türk güneşi” olarak tanımladı. Ahmet Kavas Türkiye-Afrika ilişkilerini tarihi arka planı da dikkate alarak yorumlarken, Mehmet Güllüoğlu Afrika’ya yönelik algıları ve gelecek projeksiyonunu analiz etti. Serkan Kayalar Afrika’daki TİKA faaliyetlerini, Birol Akgün Maarif Vakfının kıtadaki çalışmalarını, Ahmet Alemdar ise Türk savunma sanayiinin bölgede artan varlığını kaleme aldı.
Mürsel Bayram bir kıtasal bütünleşme ideali olarak Afrika Birliği’ne değinirken, Mehmet Özkan Afrika’daki küresel güç mücadelesini yorumladı. Mehmet Çağatay Güler Rusya’nın, Gökhan Gökçe Fransa’nın, Serhat Orakçı İsrail’in, Mustafa Caner ise İran’ın Afrika politikasını analiz etti. Afrika’daki güncel çatışma ve kriz bölgeleri konusunda Tunç Demirtaş Etiyopya-Tigray krizini, Kaan Devecioğlu Sahel bölgesindeki terörle mücadeleyi, İsmail Numan Telci Fas-Cezayir krizini ve Bilgehan Öztürk Libya’yı Kriter okuyucuları için değerlendirdi.
Önemini hiç kaybetmeyecek olan iklim değişikliği konusunda Türkiye’nin İklim Değişikliği Başmüzakerecisi ve Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Glasgow zirvesini ve Türkiye’nin pozisyonunu yorumladı. Bingül Satıoğlu zirve sonrasında ortaya çıkan tabloyu, Bilal Bağış ise küresel çaptaki enerji krizi ile ortaya çıkan risk ve fırsatları ele aldı.
Siyaset dosyasında Nebi Miş 2023 seçimlerine doğru bütün partilerin tutumlarını analiz ederken, Fadime Özkan bu süreçte muhalefet üzerine, Ramazan Akkır İYİ Parti üzerine, Murat Yılmaz ise CHP üzerine değerlendirmelerde bulundu. Meryem İlayda Atlas, Ankara Resim ve Heykel Müzesini kaleme aldı.
Kitap tanıtım bölümünde ise iki kitabımız var. Emine Erdoğan’ın Afrika Seyahatlerim başlıklı kitabını Deniz Dede, Ahmet Kavas’ın İslam Dünyası başlıklı kitabını ise Ali Aygün tanıttı.
2022’nin ilk sayısında yine dolu bir içerikle görüşmek dileğiyle.