Sahip olduğu jeopolitik konum ve yüzölçümü itibarıyla Afrika kıtasının kilit aktörlerinden birisi olan Cezayir, siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda Türkiye için elverişli ve uzun soluklu pek çok iş birliği sahasını içinde barındıran bir ülke konumundadır. Libya meselesi başta olmak üzere günümüz bölgesel krizlerine benzer perspektiften yaklaşan iki ülke, sahip oldukları dış politika ilkelerinden ötürü çözüm odaklı ve kapsayıcı bir duruş sergilemektedir. Bu anlamda, iki ülkenin gerek Fransa ile ilişkileri gerek Libya krizinin çözümü noktasında atılan adımlar ve yürütülen diplomasi ve gerekse İsrail ile normalleşme anlaşmalarına verilen tepkiler, iki Akdeniz ülkesinin mevcut ajandalarındaki ortak yönleri göstermesi açısından önemlidir. Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki günümüz güçler dengesinde ise bu denli ortak paydada buluşan iki devletin hem ileriye dönük bir vizyon belirlemesi hem de yukarıda belirtilmiş alanlarda (siyasi, ekonomik ve askeri) etkileşimini artırması kaçınılmazdır. Bu bağlamda, özellikle son dönemde Fas’ın artan etkinliğine paralel olarak Libya meselesinde etkin rol alma ve söz sahibi olma noktasında çaba sarf eden Cezayir için diplomasi alanında verilen mücadelede Türkiye önemli bir potansiyel müttefiktir. Bununla beraber, ekonomisi büyük oranda doğal gaz ve petrol gelirlerine bağımlı olan Cezayir’in temel önceliklerinden biri ekonomik kaynaklarını çeşitlendirmek ve bu yolla 44 milyonluk nüfusuna yeni iş fırsatları yaratmaktır. Bu hedefleri gerçekleştirmek için halihazırda Cezayir’de faaliyet gösteren Türk şirketlerinin sayısının artması, iki ülke ticari ilişkilerinin geliştirilmesi ve karşılıklı yatırımın teşvik edilmesi, oluşturulacak gelecek vizyonunun temel çarkları arasındadır. Diğer bir taraftan Türkiye ise Akdeniz jeopolitiğinde önemli bir konuma sahip olan Cezayir üzerinden kuracağı güvenli ve ucuz maliyetli ticaret rotaları ile bölge üzerindeki nüfuz alanını artırabilir. Yine Cezayir’in aynı zamanda Sahraaltı Afrika’ya açılan bir kapı olduğunu düşünürsek Türkiye’nin Afrika açılımı politikaları kapsamında dost ülkelere ve gelişmekte olan Afrika pazarlarına ulaşması Cezayir ile kuracağı güçlü iş birliğinin önemini arttırmaktadır.
Öyle ki, iki ülke arasındaki güçlü iş birliği imkanlarının değerlendirilmesine yönelik adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu kapsamda Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecit Tebbun’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine 15-17 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti, 17 yıl aradan sonra potansiyel iş birliklerinin hayata geçirilmesi ve farklı alanlarda bölgesel ortaklıkların güçlendirilip tesis edilmesi adına oldukça önemlidir. Ziyarette iki ülke arasında enerji, sanayi, ticaret, eğitim ve kültür başta olmak üzere birçok alanda 15 anlaşma imzalanması iki ülke ilişkilerinin önümüzdeki dönemde çok daha yakınlaşacağını göstermektedir.
Bu bilgiler ışığında çalışmanın ilk kısmında Libya krizi ve Fransa ile ilişkiler, Türkiye ve Cezayir’in dış politika merceğinden ele alınacak, benzer yönler incelenecektir. Çalışmanın ikinci kısmında Cumhurbaşkanı Tebbun’un son ziyareti bağlamında iki ülke arasındaki potansiyel iş birliği imkanları masaya yatırılacak, askeri ve ekonomik ölçekte bu imkanların ne ölçüde uygulanabilir olduğu analiz edilecektir. Sonuç bölümünde ise iki ülke arasında oluşturulacak gelecek vizyonuna belirli katkılar ve öneriler dile getirilecektir.
*Bu analiz daha önce Al Jazeera Center for Studies tarafından “A Vision for the Future of Turkish-Algerian Relations: Convergence, Cooperation and Coordination” başlığıyla yayınlanmış çalışmanın genişletilmiş ve türkçeleştirilmiş halidir.